Ama Grant de yaptıkları için yargılanacak. | Open Subtitles | ولكن يجب أن يُحاسب هو أيضُا على ما فعله لقد استغلّ تلك الفتاة، واستغلكِ |
Şaman yaptıkları için lanetlenmesin diye dili kesilmek zorundaydı. | Open Subtitles | تم إزالة اللسان حتى لا يُلعن الطبيب الساحر على ما فعله |
Öncelikle bugün yaptığı şey için çok minnettar olduğumu söyle. | Open Subtitles | قبل كل شئ اخبره اني ممتن جدا على ما فعله اليوم |
Danışmanınızın arabama yaptığı şey için departmanınızı mahkemeye verme fikrimi değiştireceği sözünü veremem ama bu bir başlangıçtır. | Open Subtitles | لا استطيع ان اعدك بأن يغير هذا رأيي حول مقاضات قسم الشرطة على ما فعله مستشاركم بسيارتي ولكنها بداية |
Kara, yaptığı şey yüzünden ona kızgın olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | كارا، وأنا أعلم أنك مستاء معه على ما فعله. |
Onun da, yaptığı şeyden dolayı üzgün olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أنا أصدق حقاً أنه آسف للغاية على ما فعله |
Sam'e ve sana yaptıklarını ödetmek mi istiyorsun? | Open Subtitles | هل تريد أن تدفع له بالعودة على ما فعله لسام وأنت؟ |
Ama Muhammed Ali'nin, George Foreman'la Zaire'de karşılaşması için yaptıklarından dolayı hakkını vermek gerek. | Open Subtitles | ولكن عليك أن تعطيه حقه على ما فعله لجعل محمد علي مقابل جورج فورمان في زائير. |
Savcı, sana yaptıkları için ona dava açtı. | Open Subtitles | قام المدعي العام بإدانته على ما فعله بكِ |
Lenny'nin yaptıkları için özür dilerim. Cezalandırılıyor. | Open Subtitles | أنا آسف على ما فعله ليني انه دوما هكذا |
Babanın yaptıkları için onu suçlayamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تلومها على ما فعله والدك |
Babamı, anneme karşı yaptıkları için asla affetmedim. | Open Subtitles | انا لم اسامح ابي على ما فعله باامي |
John hücresini yaktığım için beni suçladıkça, ailesine yaptıkları için kendisini suçlaması gerektiğini anlamış. | Open Subtitles | (اتضح أنّه كلما لامني (جون على إحراق زنزانته أكثر اعترف أكثر أنّ عليه لوم نفسه على ما فعله بوالديه |
Onu bize yaptıkları için bağışladım. | Open Subtitles | و أسامحه على ما فعله بنا |
Onu görürsem annesine yaptığı şey için onu affedebileceğimi düşündüm. | Open Subtitles | حسناً، أولاً .. فكرت أنني ربما لو رأيته سأكون قادراً على مسامحته على ما فعله لأمه |
Ancak yaptığı şey için mazeret yok. | Open Subtitles | ولكن لا يوجد أيّ مبرر على ما فعله |
yaptığı şey için öldüreceğim onu! | Open Subtitles | انا ذاهب الى قتله على ما فعله! |
yaptığı şey için kimi suçluyor? | Open Subtitles | مَن الملام على ما فعله ! ؟ |
Tamamen açığa çıkarma, Walt'un yaptığı şey yüzünden adaletle yüzleşmesini sağlamak için gerekli olacaktı. | Open Subtitles | الاعلان عن هذا الأمر كان ضرورياً في حالة محاكمة (والت) على ما فعله |
Dinle, Savaştan sonra Walter'ı arayıp buldum, ve ona yaptığı şeyden dolayı teşekkür etmek için yazdım. | Open Subtitles | استمع لقد قمت بتعقب والتر بعد الحرب وراسلته لشكره على ما فعله لى |
yaptığı şeyden dolayı affedileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | حسناً، لا أعتقد أنه يُمكن أن ...يُغفر له على ما فعله |
Bizim ve diğerleri için yaptıklarını hiç bir zaman ödeyemeyeceğiz. | Open Subtitles | حسنا... نحن لن تكون قادرة على سداد له على ما فعله بالنسبة لنا، للآخرين. |
Normale döndüğünde yaptıklarından dolayı pişmanlık duyuyor ve yolunu düzeltmeye çalışıyor. | Open Subtitles | عندما تعود مستوياته للطبيعية يبدأ بالشعور بالندم على ما فعله و يحاول أن يصحح أفعاله |