Bu dünyada kötülükten güçlü olan bir tek şey var. O da biziz. | Open Subtitles | يوجد شيء واحد على هذه الأرض أكثر قوة من الشر , وهي نحن |
Bu dünyada 175 yıl yaşadım ve kayda değer çok az şey yaptım. | Open Subtitles | لقد عشت 175 سنة على هذه الأرض وقد فعلت القليل جداً من الخير |
Bu dünyada Sıçrayanları haklamaktan çok istediğim bir şey yok. | Open Subtitles | لا شيء أحبه أكثر على هذه الأرض من قتل القافزات |
Ama ben bu dünyaya farklı bir şey için geldim. | Open Subtitles | و لكن تم وضعي على هذه الأرض للقيام بشيء مختلف |
Bu yüzden onu kurtarmak zorundasınız doktor çünkü delilik bu dünyadaki en korkunç sondur. | Open Subtitles | لهذا عليك أن تنقذيها لأن الجنون هو أفظع شئ على هذه الأرض |
Eğer şeytan bu dünya üzerinde yürüyorsa kesin halkla ilişkiler işinde çalışıyordur. | Open Subtitles | لو الشيطان كان على هذه الأرض لكان يعمل بالعلاقـات العامة بكل تأكيد |
Bu dünyada yaşadığımız her gün size olan sevgimiz ve bilgeliğimiz büyüyecek. | Open Subtitles | كل يوم نعيشهُ على هذه الأرض قد تنمو مقدرة حكمتنا وحُبنا لك |
Bu dünyada biraz daha uzun yaşamamızın sebebi o olabilir. | Open Subtitles | قد تكون السبب في نجاتنا فترة أطول على هذه الأرض. |
Korkarım... Bu dünyada hiç mutlu olmayacak. | Open Subtitles | أخشى من أنّها لن تكون سعيدة على هذه الأرض |
Bu dünyada yaşadığım sürece... | Open Subtitles | ما دمت حيَّاً على هذه الأرض لا شيء سَيَآْذيك أبداً |
Şunu anla: Artık Bu dünyada beni korkutan hiçbir şey yok. | Open Subtitles | إفهمي هذا ، ليس من شيء على هذه الأرض يستطيع أصابتي بالرعب الآن |
Tanrı bana Bu dünyada kalan her günüm için iki gün daha bağışlasaydı bile yine de hepsini bitirmeyi başaramazdım. | Open Subtitles | حتى لو أعطاني الإله يومين أو حتى يوم واحد لأعيشه على هذه الأرض ما زلت غير قادر على تحقيق كل شيء |
Yani, bu dünyaya birbirimize yardım etmeye geldik, değil mi? | Open Subtitles | أقصد، أننا وضعنا على هذه الأرض لمساعدة أشخاص آخرين، صحيح؟ |
bu dünyaya cehennemi yaşatmak için yeterli değildi, ama ziyaret etmem için yeterliydi. | Open Subtitles | دقة أخرى وكان سينصب الجحيم على هذه الأرض لكنها دقات كافية لأقوم بزيارة. |
Ben bu dünyaya lokanta işletmek için gelmedim. | Open Subtitles | أنا لن أعيش على هذه الأرض من أجل أن أدير مطعم |
bu dünyadaki en değerli şey, insan beynidir ve hala ölmesine göz yumuyoruz. | Open Subtitles | أثمن شئ على هذه الأرض هو العقل البشري ومع ذلك ندعه يموت |
o asla bu dünyadaki yaşamı bilemez çok fazla ismi var... yaratık, deccal... | Open Subtitles | أبدا المعروف الحياة على هذه الأرض. لديه العديد من الأسماء... الوحش، المسيح الدجال. |
"Gelecek nesiller, etten kemikten böyle birinin bu dünya üzerinde yürüdüğüne inanamayacak." | Open Subtitles | لن تصدق الأجيال القادمة أن مثل ذلك الشخص .بلحمه و دمه .مشى على هذه الأرض |
Eğer burada kalırsan, Bu gezegende fazla kalmayacağını biliyorum evlat. | Open Subtitles | أعرف أنه لو بقيت هنا فلم يتبقى لك طويلاَ على هذه الأرض |
Amerika Yerlileri bu topraklarda 10.000 yıl yaşadı ve pek çok kasıtlı yangın çıkardılar. | TED | عاش الأمريكيون الأصليون على هذه الأرض لعشرة آلاف عام وقاموا عمداً بإحراقها العديد من المرات |
- Ve bu bize bahşedilen güzel dünyanın üstünde yaşama ayrıcalığına saygı göstermeyen o insanlar, Tanrı cezada indirim yapmayacaktır. | Open Subtitles | والرجل الذي لا يبدي أي إحترام لإمتياز سيره على هذه الأرض فالرب لا يسمح بأي إقتطاعات |
Şey, sanırım Bu Dünya'da çok fazla zamanım kalmadı ama kalan zamanlarımın ise bundan daha iyi olması gerektiğini biliyorum. | Open Subtitles | حسنا ، اظن ان وقتي أصبح قليل على هذه الأرض لكن كيفما كانت المدة التي لدي أعلم أنني أريد أن اكون أفضل من هذا |
Tüm zamanların en iyi şarkıcılarından biri ve de dünyaya gelmişler ise o meleklerden bir tanesi. | Open Subtitles | واحد من أعظم المطربين في كل العصور، وملاكا إذا كان هناك أي وقت مضى واحد على هذه الأرض. |