"على وقت" - Traduction Arabe en Turc

    • vakit
        
    • Zamanı'
        
    • time
        
    Sen akşama doğru bana vakit ayıramaz mısın? Open Subtitles ألا يمكنك أن تحصل على وقت فراغ عند آخر الظهيرة؟
    En son, Brooklyn'deyken iyi vakit geçirdik. Open Subtitles ذلك النهار في بروكلين كان اليوم الأخير الذي أذكر أنني حصلت حقاً على وقت ممتع
    Tüm bunları unut ve iyi vakit geçir. Open Subtitles أنسي كل هذا, اذهبي هناك واحصلي على وقت رائع
    Bu durumda, ona şunu önerebilirsiniz: Müdüründen haftalık toplantıyı bir gün geriye çekmeyi rica edebilirsin. Böylece çalışmak için ikinizin de daha çok Zamanı olur. TED وفي هذه الحالة، يمكن أن تقترح الذهاب للمدير لتطلب تأجيل الاجتماع الأسبوعي ليومٍ واحد حتى تحصلا على وقت أكثر للعمل.
    yani reklam Zamanı ve yerinin en büyük alıcısıyız Open Subtitles لذلك نحن من أكبر المسرفين على وقت ومكان الإعلانات
    Part time çalışabilir miyim? Open Subtitles هل من الممكن أن أعمل على وقت جزئي ؟
    Sen ve ben iyi vakit geçirebiliriz. Open Subtitles يمكننا ان نحصل على وقت ممتع معا انت وانا
    Bu büyü iyi vakit geçirmekle ilgili. Open Subtitles هذه التعويذة للحصول على وقت رائع مليء بالمرح
    İyi vakit geçiriyor gibi görünüyordunuz. Open Subtitles نعم، مظهرك يوحي أنّكِ حصلتي على وقت جيّد
    İyi vakit geçirmeye çalış, tamam mı? Open Subtitles حاول أن تحصل على وقت طيب اليوم هلا فعلت ؟
    Trent, sen ve ben şöyle oturup konuşmak için pek vakit bulamadık. Open Subtitles ترينت، أنا وأنت لم نحصل على وقت كافي لنجلس ونتحادث معاً
    Siyahlar iyi vakit geçirmek için her toplandıklarında... Open Subtitles لماذا في كل مرة يجتمع فيها السود ليحصلوا على وقت جميل
    Arabalar, yolu vakit kazanmak için değil harika vakit geçirmek istedikleri için kullanıyordu. Open Subtitles السيارات لا تقود على هذا من أجل قضاء وقت ممتع كانوا يتنقلون على هذا ليحصلوا على وقت ممتع
    Ve gidersen harika vakit geçirecek ve belki aşık olacaksın. Open Subtitles و إذا ذهبت فستحصلين على وقت ممتع و ربما تقعين فى حبه
    Kaptan Mükemmel gelene kadar iyi vakit geçirdik. Open Subtitles لقد حصلنا على وقت ممتع حتى ظهر كابتن بليج
    Kıçımızı koltuğa koyduğumuz tek vakit olduğunu söylemiyorum bile. Open Subtitles ,بدون ذكر أنه الوقت الوحيد الذى نحصل به على وقت راحة .بالجلسة هنا
    Ben de pek hoş vakit geçiriyorum sayılmaz doğrusu. Open Subtitles اسمعي يا ميشيل، بالنسبه لي انا لا احصل على وقت ممتع
    Kimagure, Zamanı geleceği ve hatta yaşamla ölümü kontrol edebilme yeteneği. Open Subtitles الجيماجوري . القدرة على السيطرة على وقت المستقبل
    Gittiğim Zamanı kontrol edemiyorum fakat geleceğe geri dönüşüm sürekli insanların hayatlarındaki bazı bölümleri bitirdiğim anda gerçekleşiyor. Open Subtitles لا أستطيع السيطرة على وقت الذهاب لكن يبدو أني أعود إلى الحاضر عندما أنهي فصلا في حياة
    Güçlü bir kadın için Zamanı bulmak zordur. Open Subtitles من الصعب على سيدات الأعمال العثور على وقت للعلاقات
    Lütfen bugünkü part time işe geç kalma! Open Subtitles من فضلك ، لا تتأخري على وقت العمل الجزئي!
    Gündüzcüler, prime time'ı kıskanıyorlar başka bir şey değil. Open Subtitles برنامج (اليوم الجانبي) يكره كوننا مستحوذين على وقت الذروة بالعروض. وذلك كل مافي الأمر.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus