Bunu beyazlara bırakmalısın kardeş. | Open Subtitles | عليك أن تترك مثل هذه الامور للرجل الابيض يا أخي |
Geçmişte olanların peşini bırakmalısın. Çünkü artık bir önemi yoktur. | Open Subtitles | عليك أن تترك تلك الأمور التي كانت في الماضي، لأنها لا تهم |
Sen insanları oradan buraya doğru süreceksin sonra arka taraftan bu yana doğru, ancak, burası ile çeşme arasında bir koridor bırakmalısın ki insanlar rahatça geçebilsin, anladın sanırım. | Open Subtitles | لكن عليك أن تترك ممرا صغيرا بين النافورة والمكان هناك حتى يتمكن الناس من المرور. هل فهمت ؟ |
Başı belada olan bir adamı bırakmak zorundasın mı diyorsun? | Open Subtitles | تقصد في بعض الأحيان عليك أن تترك الرجل يقع في مشكلة ؟ |
İpi bırakmak zorundasın, Dewey. Yandın güneşte. - Olmaz. | Open Subtitles | -ديوي" عليك أن تترك الحبل جسدك محروق من الشمس |
Dedektifliği bırakman lazım. Çok tehlikeli. | Open Subtitles | ينبغي عليك أن تترك مهمة المحقق إنها خطيرة للغاية |
İki küçük çocuğu analarının kanından oluşan bir kan gölünün ortasında bırakmaya mecbur muydun? | Open Subtitles | أكان عليك أن تترك صبيين صغيرين يسبحان في بركة من دماء أمّهما؟ |
Belki de vampir avlamayı bana bırakmalısın. | Open Subtitles | ربما ينبغي عليك أن تترك مصاص الدماء يصطادني |
Bazen insanları ihtiyaçlarını gidermeleri için serbest bırakmalısın. | Open Subtitles | أحيـانـا عليك أن تترك النـاس تتبع غرائزها |
Bazen ilerleyebilmek için bir şeyleri arkanda bırakmalısın. | Open Subtitles | في بعض الأحيان يتوجب عليك أن تترك الأشياء خلف ظهرت حتى تستطيع أن تتقدم. |
Ah, John, şu şeyi artık bırakmalısın. | Open Subtitles | عليك أن تترك هذا الأمر يا ـ جون ـ |
Onlara, akıllarında kalacak bir şeyler bırakmalısın. | Open Subtitles | عليك أن تترك لديهم بعض الأنطباعات |
Ne... Onlardan birini burada bırakmalısın. | Open Subtitles | حسناً، سيكون عليك أن تترك أحداهن هنا |
Moe, seni kurtarabilirim ama saati bırakmak zorundasın! | Open Subtitles | يمكنني أن أنقذك لكن عليك أن تترك الساعة |
Gurur saçmalığını bırakman lazım. | Open Subtitles | عليك أن تترك هراء الكبرياء |
- Jake, davayı bırakman lazım. | Open Subtitles | (جايك), عليك أن تترك هذه القضية. |
İki küçük çocuğu analarının kanından oluşan bir kan gölünün ortasında bırakmaya mecbur muydun? | Open Subtitles | أكان عليك أن تترك صبيين صغيرين يسبحان في بركة من دماء أمّهما؟ |