Ayrıca küçük hikayeni dinlemiyorum yani gerçekten kendi kendine konuşmayı bırakmalısın. | Open Subtitles | و لست مصغيـا لقصتـك لذا عليك التوقف عن التحدث مع نفسك |
- İnsanlar ne düşünür diye endişelenmeyi bırakmalısın. - Biliyorum. | Open Subtitles | عليك التوقف عن الاهتمام بآراء الآخرين.انا اعلم |
Bir tek sen boktan bir çocukluk geçirmişsin gibi davranmayı bırak artık. | Open Subtitles | عليك التوقف عن التصرف كأنكِ الشخص الوحيد الذي كانت لديه طفولة سيئة. |
İnatçı olmayı bırakman lazım. | Open Subtitles | عليك التوقف عن التصرف بعناد فقط من أجل العناد |
Gecenin bir yarısında telefon açmaları kesmelisin. | Open Subtitles | عليك التوقف عن إتصالاتك عند منتصف الليـل |
Sikinin ağzımda olması hoşuna gidiyor o yüzden bana küçük bir çocukmuşum gibi davranmayı bırakman gerek gerçekten! | Open Subtitles | وانت تحب عندما يكون قضيبك في فمي لذا حقا يجب عليك التوقف عن معاملتي كطفلة |
Bana öyle bakma lütfen Bunu kes artık | Open Subtitles | لا تنظر إلي هكذا يا مانويل عليك التوقف عن عمل هذا |
Çizgi film yapmak istiyorsan, peynir işini bırakmalısın. | Open Subtitles | اذا أردت أن تصبح رساماً حقيقياً , يجب عليك التوقف عن العمل في الجبنة. |
Bir şeyin bulunmasını istiyorsan aramayı bırakmalısın, der. | Open Subtitles | يقول بأنه إن كنت تريد العثور على شيء ما فإن عليك التوقف عن البحث |
Bence bebek gibi davranmayı bırakmalısın. Devam et. | Open Subtitles | اعتقد انه يجب عليك التوقف عن التصرف كطفل |
Anne, onu rahat bırakmalısın. Özgüveniyle oynama onun. | Open Subtitles | أمي , لا , يجب أن تدعيها وشأنها يجب عليك التوقف عن جعلها غير واثقة |
Fakat belki de insanların özel hayatlarını sömürmeyi bırakmalısın. | Open Subtitles | ولكن أظن ربّما عليك التوقف عن استغلال سوء حظ الناس الشخصي |
- ...çöp tenekesinde unutmuşsun. - Tamam. Notlarımı bulmayı bırakmalısın. | Open Subtitles | في سلة المهملات في غرفتك حسناً، عليك التوقف عن إيجاد ملاحظاتي |
Bana bu kadar mesaj atmayı bırak artık. | Open Subtitles | يجب عليك التوقف عن ارسال رسائل لي طيلة الوقت |
Her haliyle düzmece o kağıt. O yüzden bırak artık, olur mu? | Open Subtitles | انها عملية احتيال تماماً لذا عليك التوقف عن هذا ، حسناً |
Müşterileri etki altına almayı bırak artık. Bahşişler lazım. | Open Subtitles | عليك التوقف عن إذهان الزبائن، فإنّي بحاجة للبقشيش. |
Ay gibisin, Larry. Ay olmayı bırakman lazım! | Open Subtitles | انت القمر يا لاري عليك التوقف عن كونك القمر |
- Bu ilaçları bırakman lazım. | Open Subtitles | -يجب عليك التوقف عن تعاطي هذه الحبوب |
- Öyle demeyi bırakman lazım. | Open Subtitles | عليك التوقف عن مناداتي بذلك |
Tamam, eğer sıtma olduysan, konuşmayı kesmelisin. | Open Subtitles | ،إذا كان الملاريا .عليك التوقف عن الكلام |
Bu kadar karamsar olmayı da kesmelisin. | Open Subtitles | أيضاً عليك التوقف عن التعامل بسلبية مع الأمور |
Beyninle bu kadar çok takılmayı bırakman gerek. İyi bir etki yaratmıyor. | Open Subtitles | عليك التوقف عن التسكع مع عقلك كثيرًا ليس هذا بالتأثير المحمود |
- Vücutsal şeyleri dışarıda bırakman gerek, Copas. | Open Subtitles | عليك التوقف عن هذا القرف "كوباس" |
Tanrım, korkma artık. Ağlamayı kes. | Open Subtitles | إلهي , يجب عليك التوقف عن الهلع , توقفي عن البكاء |