Çok iyi bir yazar, Sadece birkaç sahneyi temizlese tamamdır. | Open Subtitles | إنه كاتب رائع كان عليه فقط أن يمحي بعض المشاهد |
Sadece dördüncü kattaki makineden alabiliyorsun. - Yoğun bir gün mü? | Open Subtitles | يمكنك الحصول عليه فقط من آلة البيع فوق في الطابق الرابع |
Dürüstçe söyleyeyim, Sadece Vincent için değil, senin için de endişeleniyorum. | Open Subtitles | لنكن صادقين انا لست قلقا عليه فقط بل قلق عليك أيضا |
Bizim için çok değerli olan objeleri sakladığımız yerlerdir, Sadece kendileri oldukları için onlara değer verdiğimiz yerlerdir. | TED | هي أماكن حين يمكننا أن نحتفظ بأشياء ذات قيمة بالنسبة لنا، حيث نحتفي بها بكونها ما هي عليه فقط. |
"Kutsal evlilik müessesesini Tanrı'nın buyruklarına uygun şekilde sürdürmeyi "bu adamı sevmeyi, rahat ettirmeyi, ona saygı duymayı "hastalıkta ve sağlıkta yanında olmayı ve yaşadığınız süre boyunca "başka herkesi unutup yalnızca ona bağlı kalmayı kabul ediyor musun?" | Open Subtitles | وأن تحبّيـه، وتعينيـه، وتحترميه وتحافظي عليه في المرض والصحة، وأن تتجنبي الآخرين وتحافظي عليه فقط طوال حياتكمـا؟ |
Sadece L.A.'de yapılıyormuş. | Open Subtitles | والذي يمكن الحصول عليه فقط في لوس انجليس |
İşte onlar bu. Sadece aptal sokak serserileri. | Open Subtitles | ذلك ما هم عليه فقط أناس أغبياء تماماً مثل نفايات الشوارع |
Sadece mecbur kalırsan yok et. | Open Subtitles | حسناً ، ستقضون عليه فقط إذا اضطررتم لهذا |
Üstüme iyilik sağlık, ölür mü hiç? Tahminim doğruysa, Sadece bayılmıştır. | Open Subtitles | يا الهى, لا, لم يمت, لقد اغمى عليه فقط, على حسب علمى |
Eğer Sadece sanık durumunda olsaydı, onu bir odaya koyardınız. TV'den izlerdi. | Open Subtitles | اذا كان مدعي عليه فقط فقد تستطيع وضعه بحجرة اخري ,وكلاهما يستطيع مشاهدة التلفاز |
Yasadışıdır ve Sadece reçeteyle alabilirsin. | Open Subtitles | هذا غير قانوني ويمكنك الحصول عليه فقط لو كان لديك وصفة |
Mücevherlerin tenis raketinin sapına gizlenmiş olduğu Sadece bir şekilde bilinebilirdi. | Open Subtitles | مع العلم بأن هذه المجوهرات كانت مخبأة داخل مقبض مضرب تم الحصول عليه فقط في اتجاه واحد |
İnsanlar olduğu gibidir.Sadece farklı olucağını söyledi diye... | Open Subtitles | الناس يكونون بما هم عليه. فقط لأن واحد قال لهم بأنّهم سَيكونونَ مختلفينَ |
Anahtarınız. Sadece mülkü teftiş etmek için bendeydi. | Open Subtitles | عُذراً، مفتاحك، حصلت عليه فقط لأتأكّد من العقار |
Yine de onu sikmedim. Sor ona. Sadece elledim. | Open Subtitles | وأنا لم أنم معها على أية حال اسألها ، لقد وضعت يدي عليه فقط |
Zaten sikişmedik bile. Sor istersen. Sadece hafiften elleştik. | Open Subtitles | وأنا لم أنم معها على أية حال اسألها ، لقد وضعت يدي عليه فقط |
Sadece ağzı alışsın, kafasının bir köşesine yazsın yeter. | Open Subtitles | عليه فقط أن يفهم الأمر، يستوعب طريقة سير الأمور. |
O bana ait bir şey, yemin ederim. Onun üzerinde Sadece evdeyken çalışıyorum. | Open Subtitles | هذا مشروع خاصّ بهوايتي، أقسم لك أعمل عليه فقط في المنزل |
Tatlım, bu abuk sabuk konuşmalarını ona karşı kullanmaya çalış. | Open Subtitles | عزيزتي , حاولي تركيز الكلام البذيء عليه فقط |
ona oy vermeniz sorun değil, Sadece teklif verirken bunu kullanacağız. | Open Subtitles | لا مشكلة في كونك صوّت لصالح ترمب نريد شخصاً نراهن عليه فقط |