"عليه لا" - Traduction Arabe en Turc

    • yok
        
    Bu bizim anlaştığımız değil ki. Yarısı bile yok burada. Open Subtitles ليس هذا ما إتفقنا عليه لا يصل حتى إلى النصف
    Affedecek bir şey yok, Sydney. Bir şey yok. Open Subtitles ليس هناك شيء كي اسامحك عليه لا شيء على الأطلاق
    Adam işini yaptı. O köprüyü yakmanın anlamı yok. Open Subtitles الرجل أدى ما عليه لا داعي لحرق هذا الجسر
    Ona verdiğim takma ad. Saygısızlık etmeye niyetim yok. Open Subtitles هذا إسم أطلقه عليه لا أقصد تقليل الإحترام
    Ona verdiğim takma ad. Saygısızlık etmeye niyetim yok. Open Subtitles هذا إسم أطلقه عليه لا أقصد تقليل الإحترام
    Vader onu halletti. Ondan kaçmanın yolu yok. Open Subtitles هذا الفيدر تغلب عليه, لا يوجد مخرج من هذا
    Lockhart'ın Hafıza Büyüsü geri tepmiş! Kim olduğu hakkında hiçbir fikri yok! Open Subtitles إنقلب سحر الذاكرة الذي قاله لوكهارت عليه لا يذكر من هو
    Eğer bunun için yazılmadıysanız, bunda yanlış birşey yok. Open Subtitles إذا لم يكن هذا ما وقعتم عليه لا عيب في ذلك و لكن دعوني أعرف هذا الآن
    Ne zaman ne istersen alırsın. Söylemene gerek bile yok. Open Subtitles وقتما تريدين هذا تحصلين عليه لا يجب عليك حتى أن تطلبي هذا
    Ne zaman istersen yaparım. İstemene bile gerek yok. Open Subtitles وقتما تريدين هذا تحصلين عليه لا يجب عليك حتى أن تطلبي هذا
    İyi haber..kalıcı hiçbişeyi yok Open Subtitles الخبر الجيد لاخطر دائم عليه لا شيء عضوي يشكل خط دائم
    Savcının bir davayı kazanmasına imkan yok. Open Subtitles إجراءات حينما الشرطة قبضت عليه لا مجال أن تربح مدعيةَ عامة الجلسة
    Ortaya koyabileceğimiz, değerli bir şey yok. Open Subtitles ليس لدينا أي شيئ يمكننا الرهان عليه لا شيئ ذو قيمة
    Ortaya koyabileceğimiz, değerli bir şey yok. Open Subtitles ليس لدينا أي شيئ يمكننا الرهان عليه لا شيئ ذو قيمة
    Anlaşmamıza göre onu bulmama yardım edecektin belirsiz yön tarifinin anlamı yok. Open Subtitles الصفقة كانت تقتضي بأن تساعديني بالعثور عليه لا أنْ تشيري إلى إتجاهٍ مبهم
    Kimliğini belirlemek için başka yol yok. Open Subtitles وهذا هو أفضل ما حصلنا عليه لا يمكننا أن نحصل على أي تعريف لها
    Eğer bir çocuğu bitirmek istiyorsan, çekip vurmana gerek yok, onunla hiç ilgilenme yeter. Open Subtitles ‫لا تطلقي النار عليه ‫لا تفعلي شيئاً البته
    Eğlence için kullanımı yok. Open Subtitles .من الصعب الحصول عليه .لا يُستخدم للمتعة
    Aynı şöyle bir şey. "Suratında bir şey var." "Hayır, yok." Open Subtitles كأن شخصا يقول أنه يوجد شيء على وجهك وترد عليه لا لا يوجد
    Ayrıca her ne olursan ol, senin harika biri olacağın konusunda aklımda hiç soru işareti yok. Open Subtitles ،وأياً كان ما ستصبحين عليه لا شكّ لدي أنك ستكونين رائعة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus