Beni Direniş'e alıp eğitti. Düşüncelerimi okumalarını nasıl engelleyeceğimi öğretti. | Open Subtitles | قامت بتجنيدي في المُقاومة، علّمتني كيف أمنعهم من قراءة أفكاري. |
Bütün cesur ruhların bedenleri bana nasıl doktor olacağımı öğretti. | Open Subtitles | كل تلك النفوس الشجاعة التي علّمتني أجسادها كيف أكون طبيبة. |
Bildiklerimin çoğunu sen öğrettin, bu yüzden sana bunu yapmamalıydım belki. | Open Subtitles | علّمتني معظم ماأعرف لذا أفترض بأنّني أدين لك بأفضل من هذا |
öğrettin her şey, beni buraya girmekten alıkoymak içindi. - Başka? | Open Subtitles | كان كلّ ما علّمتني إياه لتجنّبني هذا المكان |
O küçük kız bana nasıl tampon kullanacağımı öğretmişti. | Open Subtitles | تلك الطفلة علّمتني كيفية استعمال الخواتم المطاطية. |
Aynı zamanda bana insanlarla kaynaşamayacağımı ve evlenemeyeceğimi öğretmiştin. | Open Subtitles | كما أنّكَ علّمتني بأنّي لا أستطيع مخالطة الناس أو أن أتزوّج |
Yardımcısı olduğum kadına ihtiyacım var. Bana kim olduğumu öğreten savaşçıya ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتاج للمرأة الّتي خدمتها كنائبة أحتاج للمحاربة الّتي علّمتني لأكون ما أنا عليه |
Ben yeni ürünleri yapmayı yeni teknolojiler geliştirmeyi öğrendim. | Open Subtitles | علّمتني كيف أطوّر منتجات جديدة، ابتكار تكنلوجيات جديدة |
Köleliğe dair yaşadığım geçmiş tecrübelerim bana o kurumun dehşetini öğretti. | Open Subtitles | ثق بي، تجربتي مع العبيد علّمتني الرعب الذي يسببه هؤلاء الأسياد |
Deneyimlerim bana bu kadar erken konuşmamayı öğretti. | Open Subtitles | علّمتني تجاربي السابقة عدم التعجّل في اصدار حكمي. |
Ama bana başkalarının öğretemeyeceği şeyler öğretti. | Open Subtitles | لكنّها علّمتني الأشياء التي لم يستطع أحد أن يعلمها ليّ |
Hayat bana, her zaman bir seçeneğin olduğunu öğretti. | Open Subtitles | علّمتني الحياة أنّه هنالك خيار على الدوام |
Bana adil ve dürüst olmayı öğrettin. | Open Subtitles | لقدّ علّمتني الكثير، علّمتني الأمانة والعدل. |
Bana bir insanın ne kadar iyi olabileceğini öğrettin. | Open Subtitles | علّمتني أنّ أفضل شخص هو الذي يكون ذو نفع. |
Yapıyorum çünkü bana iyi bir fırsatı değerlendirmemi öğrettin. | Open Subtitles | أنا أقوم بهذا لأنكي علّمتني كيف أغتنم الفرصة جيدة |
Bana dans etmeyi öğretmişti. | Open Subtitles | علّمتني كيف أرقص في الغرفة الأمامية. |
Orta birdeki sevgilim öğretmişti. | Open Subtitles | حبيبتي في الصف السادس علّمتني هذا |
Bazen kalıp, kavga etmeyi ve bazen de yardım için koşmayı öğretmiştin. | Open Subtitles | حسناً، علّمتني في بعض الأحيان أنّ عليك أن تقف وتقاتل... وفي بعض الأحيان عليك الركض لطلب المساعدة |
Annemin bana öğrettiği şeyi hatırlayabilirsem yalnızca bir dakikada bu iş biter. | Open Subtitles | إذا كُنت أتذكّر ما علّمتني أُمّي، لن يأخذ هذا الكثير من الوقت |
Bana öğrettiklerin sayesinde değil sonunda gözümü açıp değerimi görmem ve yanında köle gibi çalışmamı zamanında ne kadar küçük bir şey gibi gördüğümü fark etmem sayesinde. | Open Subtitles | ليس بسبب ما علّمتني إياه بسبب أنني أخيرا أصبحت أعرف قيمتي وكم كنتُ رخيصا عندما استعبدتني |
Bana öğrettiklerini... | Open Subtitles | وكلّ ما علّمتني |
- Evet ya, siktir et. - Cinayet masasına geldiğimde bana öğrettiğin tonla şey için de değil... | Open Subtitles | ليس لأنكَ علّمتني تلك الأمور الرائعة حين أتيتُ إلى الدائرة |