Ekip biçmeyi ve balık tutmayı onlara öğreten de Kızılderililermiş. | Open Subtitles | الحبوب والأنقليس، وهو ما علّمهم إيّاه الأميركيون الأصليّون أن يزرعوه ويصطادوه |
Ve yıllar sonra, yağmur altında nasıl saatlerce beklediklerini anlatırlar, onlara bir saniye daha dayanmayı öğreten kişiyi görebilmek için. | Open Subtitles | وبعد سنوات، هم سيخبرون بعضهم ...كم وقفوا في المطر لساعات ...فقط ليخطفوا نظرة للشخص الذي علّمهم الصمود لثانية أطول |
Onlara nasıl oynandığını göster. Onlara eğlenmeyi öğret. Uçmayı öğret onlara. | Open Subtitles | أرِهم كيف يعلبون وأرِهم كيف يمرحون، علّمهم الطيران |
Kuralları ve emirlerini onlara öğret. | Open Subtitles | علّمهم المآثر والنبوءات. |
Kendisi bir İngilizce öğretmeniydi ve öğrettiği tüm çocuklar oradaydı. | Open Subtitles | لقد كان مدرس لغة إنجليزية وكّل الأطفال الذين علّمهم كانوا هناك |
Onlara matematik ve bilim öğret. | Open Subtitles | علّمهم الرياضيات والعلوم! |
Aferin öğret onlara Spry. | Open Subtitles | (علّمهم يا (سبراي |