Gerçekten gitmek zorundayım. Umarım daha sonra tekrar konuşabiliriz. | Open Subtitles | ولكن علّي الرحيل حقاً أتمنى لو نلتقي ثانية |
Yani sadece greyfurt falan mı yemek zorundayım? | Open Subtitles | أهذا يعني أن ليس علّي تناول شيء إلا الجريب فروت؟ |
Geri dönmem için davet etmene şaşırdığımı söylemek zorundayım. | Open Subtitles | علّي القول بأنّني تفاجأتُ بأنكِ طلبتِ مني العودة |
Düşündüm de, tüm ilgiyi üzerimize çekmemizden yani çekmemden dolayı, kendimize gelip şöyle dememiz lazım: | Open Subtitles | أنا افكِرُ ، لما كُل هذا الأهتمام الزائد علينا.. علّي , هل يساوي ذلك مشاهدة انفسنا والقول, |
Şu dokuyu oradan çekmem lazım, balmumunu alıp kesitlerine sürün. | Open Subtitles | علّي إزالة الأنسجة، ووضعها في البارافين، ومن ثم صنع مقطع عرضي |
Her konuştuğumuzda düşünmek zorunda kalmadan içimden geldiği gibi davranabilecektim. | Open Subtitles | بأنّني ما كان لزاما علّي أن أعتقد كلّ مرّة تكلّمنا. |
Anlayacağın nihayet bizimkilerin yıldönümü partisine gitsem iyi olacak. | Open Subtitles | أظن أنه علّي التوجه إلى حفل عيد زواج والدي |
Ama söylemek zorundayım ki, bu son birkaç ayda senin çirkefliğin zirve yaptı benim için. | Open Subtitles | ولكن علّي إخباركِ، عملكِ الشاق طيلة الفترة الماضية هذه الاشهر القليلة... حقق النتيجة الأفضل بالنسبة لي |
Bakın, sakıncası yoksa işime geri dönmek zorundayım. | Open Subtitles | أصغ، أتمانع؟ علّي العودة للعمل |
Her halükârda yerel polise haber vermek zorundayım. | Open Subtitles | سيكون علّي أن أبلغ الشرطة. |
Tamam. Gitmek zorundayım. | Open Subtitles | حسنٌ ؛ علّي أنّ أغادر. |
Dikkatli olmak zorundayım. | Open Subtitles | علّي أنّ أكون حذراً. |
Bu doğrultuda, davacılar Bay Taylor and Bay Andersen'ın lehine karar vermek zorundayım. | Open Subtitles | وفقاً لذلك ؛ علّي بأن أنطقُ بحكمٌ صالح للمدعين ( لسيد ( تايلور ) ؛ و السيد ( أندرسون |
Evlat, gitmem lazım. Bir izi takip etmem gerek. Biraz daha burada kalsan sorun olur mu? | Open Subtitles | يا فتى، علّي الذهاب عليّ تفقد شيئًا ما أيمكنك البقاء هنا لمدة أطول؟ |
Gerçekten artık bitirmem lazım. | Open Subtitles | يجب علّي حقاً ان انهي ذلك. |
Ama seni uyarmam lazım. | Open Subtitles | و لكن علّي تحذيرك |
Sınırların içinde hareket etmem lazım. | Open Subtitles | علّي العمل ضمن الحدود |
Keşke gitmek zorunda olmasam Müzeden sonra yine konuşur muyuz? | Open Subtitles | أَتمنّى بأنّني ما كَانَ لِزاماً علّي أَنْ أَذْهبَ. يُمْكِنُ أَنْ نَتكلّمَ حول هذا بعد المتحفِ اللّيلة؟ |
Bunları yapmak zorunda değildim. | Open Subtitles | أنا ما كَانَ لِزاماً علّي أَنْ أعْمَلُ ذلك. |
Bunları yapmak zorunda değildim. | Open Subtitles | أنا ما كَانَ لِزاماً علّي أَنْ أعْمَلُ ذلك. |
Tamadır, artık konuşmamı bitirsem iyi olacak. | Open Subtitles | حسناً ، اعتقد بأنه يجب علّي لفه. |