"علّي" - Traduction Arabe en Turc

    • zorundayım
        
    • lazım
        
    • zorunda
        
    • iyi olacak
        
    Gerçekten gitmek zorundayım. Umarım daha sonra tekrar konuşabiliriz. Open Subtitles ولكن علّي الرحيل حقاً أتمنى لو نلتقي ثانية
    Yani sadece greyfurt falan mı yemek zorundayım? Open Subtitles أهذا يعني أن ليس علّي تناول شيء إلا الجريب فروت؟
    Geri dönmem için davet etmene şaşırdığımı söylemek zorundayım. Open Subtitles علّي القول بأنّني تفاجأتُ بأنكِ طلبتِ مني العودة
    Düşündüm de, tüm ilgiyi üzerimize çekmemizden yani çekmemden dolayı, kendimize gelip şöyle dememiz lazım: Open Subtitles أنا افكِرُ ، لما كُل هذا الأهتمام الزائد علينا.. علّي , هل يساوي ذلك مشاهدة انفسنا والقول,
    Şu dokuyu oradan çekmem lazım, balmumunu alıp kesitlerine sürün. Open Subtitles علّي إزالة الأنسجة، ووضعها في البارافين، ومن ثم صنع مقطع عرضي
    Her konuştuğumuzda düşünmek zorunda kalmadan içimden geldiği gibi davranabilecektim. Open Subtitles بأنّني ما كان لزاما علّي أن أعتقد كلّ مرّة تكلّمنا.
    Anlayacağın nihayet bizimkilerin yıldönümü partisine gitsem iyi olacak. Open Subtitles أظن أنه علّي التوجه إلى حفل عيد زواج والدي
    Ama söylemek zorundayım ki, bu son birkaç ayda senin çirkefliğin zirve yaptı benim için. Open Subtitles ولكن علّي إخباركِ، عملكِ الشاق طيلة الفترة الماضية هذه الاشهر القليلة... حقق النتيجة الأفضل بالنسبة لي
    Bakın, sakıncası yoksa işime geri dönmek zorundayım. Open Subtitles أصغ، أتمانع؟ علّي العودة للعمل
    Her halükârda yerel polise haber vermek zorundayım. Open Subtitles سيكون علّي أن أبلغ الشرطة.
    Tamam. Gitmek zorundayım. Open Subtitles حسنٌ ؛ علّي أنّ أغادر.
    Dikkatli olmak zorundayım. Open Subtitles علّي أنّ أكون حذراً.
    Bu doğrultuda, davacılar Bay Taylor and Bay Andersen'ın lehine karar vermek zorundayım. Open Subtitles وفقاً لذلك ؛ علّي بأن أنطقُ بحكمٌ صالح للمدعين ( لسيد ( تايلور ) ؛ و السيد ( أندرسون
    Evlat, gitmem lazım. Bir izi takip etmem gerek. Biraz daha burada kalsan sorun olur mu? Open Subtitles يا فتى، علّي الذهاب عليّ تفقد شيئًا ما أيمكنك البقاء هنا لمدة أطول؟
    Gerçekten artık bitirmem lazım. Open Subtitles يجب علّي حقاً ان انهي ذلك.
    Ama seni uyarmam lazım. Open Subtitles و لكن علّي تحذيرك
    Sınırların içinde hareket etmem lazım. Open Subtitles علّي العمل ضمن الحدود
    Keşke gitmek zorunda olmasam Müzeden sonra yine konuşur muyuz? Open Subtitles أَتمنّى بأنّني ما كَانَ لِزاماً علّي أَنْ أَذْهبَ. يُمْكِنُ أَنْ نَتكلّمَ حول هذا بعد المتحفِ اللّيلة؟
    Bunları yapmak zorunda değildim. Open Subtitles أنا ما كَانَ لِزاماً علّي أَنْ أعْمَلُ ذلك.
    Bunları yapmak zorunda değildim. Open Subtitles أنا ما كَانَ لِزاماً علّي أَنْ أعْمَلُ ذلك.
    Tamadır, artık konuşmamı bitirsem iyi olacak. Open Subtitles حسناً ، اعتقد بأنه يجب علّي لفه.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus