Başkanınız olarak sevdiğiniz birçok kişiyi bu cadı salgınına kurban verdiğinizi gayet iyi biliyorum fakat bu kadını öylece yakamayız. | Open Subtitles | بصفتي عمدتكم أعرف تماماً أنّ الكثيرين فقدوا أحبّاء في وباء الساحرات هذا لكنْ لا نستطيع أنْ نحرق هذه الامرأة ببساطة |
Ama belediye Başkanınız epey akıllıca bir şey yaptı. Bizi o tuttu. | Open Subtitles | لكنّ عمدتكم قام بأمرٍ ذكيّ جدّاً و هو الاستعانة بنا |
Bu basın toplantısına evsahipliği yapmak bana sadece Başkanınız olarak değil... müthiş gururlu bir baba olarak da onur veriyor. | Open Subtitles | انه لمن دواعي سروري ان استضيف هذا المؤتمر الصحفي ... ليس كـ عمدتكم فقط ولكن كـ أب فخور جداً |
Dinleyin millet. Başkanınız konuşuyor. | Open Subtitles | أنصتوا يا قوم، أنا عمدتكم أتحدّث. |
Başkanınız olmak için uyandım. | Open Subtitles | لقد أفقت لأكون عمدتكم |
Belediye Başkanınız olarak, sardalye konservesi yapmayı geride bırakıp, geleceğe bakmanın zamanının geldiğini biliyorum. | Open Subtitles | بصفتي عمدتكم أرى بأن الوقت قد حان لجعل (معلبات الساردين) من الماضي و أن ننظر للمستقبل |
New York halkı kararını verdi. Yeni Belediye Başkanınız olmaktan gurur duyuyorum. | Open Subtitles | لقد قال مواطنو (نيو يورك) كلمتهم، وإنّي فخور بكوني عمدتكم القادم. |
İstediğimizi biliyorsunuz, Başkanınız sağ olsun... | Open Subtitles | تعرف أننا نسعى و عمدتكم ترفض. |
O Başkanınız değil! | Open Subtitles | ليس هذا عمدتكم! |
Belediye Başkanınız pislik bir yalancı. | Open Subtitles | عمدتكم ... كاذب كبير |