Dışarıdan farklı görünseler de, içlerinde hepsi aynıydı ve birliklerini kutlamak için ormanın derinliklerinde kutsal bir mağarada zaman zaman bir araya gelirlerdi. | TED | وبالرغم من كونها تبدو في ظاهرها مختلفة، في الداخل، هي جميعها متشابهة، وكانت تجتمع من الحين إلى الآخر في كهف مقدس في عمق الغابة للاحتفال بتوحدها. |
Antik kabileler ormanın derinliklerinde yaşamış. | Open Subtitles | القبائل القديمة في عمق الغابة. |
ormanın derinliklerinde bir milis kampıyla karşılaştık. | Open Subtitles | لقد جئنا لِمخيم الميليشيا في عمق الغابة |
Eğer cesetleri buraya atıyorsa ormanın derinliklerine atıyordur. | Open Subtitles | إن كان يرميها هنا فهو يرميها في عمق الغابة |
Çapkınlar ıssız ormanın derinliklerine doğru yürüyüş yaparlar sonra kaybolurlar, hipotermi geçirirler bu yüzden acil durum sinyaline ihtiyaç duyarlar | Open Subtitles | يغوص في عمق الغابة ... يتيه يصاب بإنخفاض درجة الحرارة "ولهذا يحتاجون "جي بي إس |
ormanın derinliklerinde büyük Laros tapınağının kalıntıları yatar. | Open Subtitles | في عمق الغابة تقع بقايا معبد (لاروس) العظيم |
Gökyüzü ve yavruları ormanın derinliklerinde huzurlu bir yer buldu,... | Open Subtitles | سكاي) والديسمان قد وجدوا) مكانًا آمنًا في عمق الغابة |
Miljan, ormanın derinliklerinde bir yerde kapısı kilitli olan bir kulübe bulmuş. | Open Subtitles | ميليان) وجد سقيفة وبها طبلة) في مكان ما في ... في عمق الغابة ،داخل الغابة |
Hayır! Benim köyüm ormanın derinliklerinde! | Open Subtitles | -كلّا، الأخيرة قريتي في عمق الغابة ! |
Bizi ormanın derinliklerine kadar takip ettiler. | Open Subtitles | إنهم يتبعوننا إلى عمق الغابة. |