Kaçırılma tezgah mış. Hepsinin arkasında o var. | Open Subtitles | عملية الاختطاف كانت مكيدة انة العقل المدبر |
Ayrıca Kaçırılma olayında parmağı olduğunu söylediği bir kadından bahsedip durdu. | Open Subtitles | و ما انفكّ يتحدّث عن هذه الامرأة التي قال أنّها متورّطة في عملية الاختطاف |
Görüntülere göre Kaçırılma esnasında vurulmuş ve Kalia Yolundaki Kahiko'ya girmiş. | Open Subtitles | الشريط يُظهر انه اصيب خلال عملية الاختطاف . وذهب الى كاهيكو عن طريق كاليا |
Silver Lake'teki evde, ülkenin ileri gelenlerinden Veronica Dexter'in öldürülmesiyle bağlantılı şeyler bulundu. | Open Subtitles | العلاقة بين الأشياء التي وجدت في منزل (سيلفر لايك) و عملية الاختطاف و القتل للاجتماعية (فيرونيكا ديكستر) |
Silver Lake'teki evde, ülkenin ileri gelenlerinden Veronica Dexter'in öldürülmesiyle bağlantılı şeyler bulundu. | Open Subtitles | العلاقة بين الأشياء التي وجدت في منزل (سيلفر لايك) و عملية الاختطاف و القتل للاجتماعية (فيرونيكا ديكستر) |
Kendisini kaçırma olayından soyutluyor. | Open Subtitles | انه يخلي مسؤوليته من عملية الاختطاف |
Sang-man kaçırma olayından sonra aradı. | Open Subtitles | سانغ مان اتصلَ بعد عملية الاختطاف. |
Kaçırılma olayı olduğunda, şuan ortadan kaybolmuş bir öncü koruma vardı. | Open Subtitles | كان هناك حارس متقدم الذي لم يكن حاضرا عندما وقعت عملية الاختطاف |
Ve hepsi de Kaçırılma öncesi en son burada görüldü. | Open Subtitles | وهذا هو المكان حيث تم رؤية كل الضحايا لإخر مرة قبل عملية الاختطاف |
Kaçırılma saatinde Kahala'da olması imkansız. | Open Subtitles | أن يكون موجودا في كاهالا في الوقت الذي تمت به عملية الاختطاف |