Üyelerden birisi soygun haberini okumak için ödünç almıştı. | Open Subtitles | أحد الأعضاء إستعارها ليقرأ عن عملية السطو على البنك |
Ayrıca soygun sırasında müşteri bölgesinde olayı izleyen ve sonrasında zorla olaya karışan genç bir kadın da aranıyor. | Open Subtitles | وهناك أيضًا امرأة مطلوبة... والتي يبدو أنها كانت تراقب الوضع بمنطقة العملاء... ثم لاحقًا ذهبت إلى مكان عملية السطو |
Sabah gazetenizi alın. Banka soygunu haberi burada. | Open Subtitles | ,أحصل على الصحف الصباحية من هنا كل ما تريد معرفته عن عملية السطو على البنك |
soygunu bilen bir tek sen kaldın. | Open Subtitles | وأنت الشخص الوحيد الذي يعلم بشأن عملية السطو |
Bir tanık, ifadesinde soygundan birkaç dakika sonra sırt çantalı ve motosikletli bir adamın yanından hızla geçtiğini söylemiş. | Open Subtitles | و احد الشهود قال انه رأى رجل على دراجة نارية يحمل حقيبة ظهر مسرعا بعد دقائق من عملية السطو |
Ekip 3. hırsızlık mahalline doğru gidiyoruz. | Open Subtitles | هنا السيارة رقم ثلاثة نحن نتجه إلى مكان عملية السطو |
Kumarhane soygununda ölen adamın hücre arkadaşıydı. | Open Subtitles | حسناً، كان زميل السجن للرجل المتوفي في عملية السطو على النادي الليلي. |
Yalnız, ben soygunda değildim yangındaydım. | Open Subtitles | فقط لم أكن في عملية السطو. كنت في النار. |
Bu soygun, gerçek değil, değil mi? | Open Subtitles | عملية السطو على هذا البنك ليست حقيقية، أليس كذلك؟ |
Haber geldiğinde soygun yapılmaktaymış zaten. | Open Subtitles | وقت إجراء هذه المكالمة. كانت عملية السطو جارية. |
Dükkân sahibi Sam Bertram, soygun sırasında öldürülmüş. | Open Subtitles | المالك ,سام بيرترام قُتل خلال عملية السطو |
Onu soygun sırasında polis diye ortaya çıkarmıştı. | Open Subtitles | تلك التي كشفته على أنه شرطي خلال عملية السطو. |
Cinayet anında, Queens'te bir soygun gerçekleştiriyormuş; | Open Subtitles | هيء عذرا لفعله عملية السطو في كوينز؛ انه بنسحب |
Şu soygunu anlat bakalım. | Open Subtitles | أذاً ، أخبرني كل شئ عن عملية السطو الكبيرة. |
Flowers'ın mücevherci soygunu olayını biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | عملية السطو التي بسببها ذهب فلورز للسجن؟ |
Banka soygunu sonrası bana iğne hakkında sormuştun. | Open Subtitles | سألتني عن إبرتي بعد عملية السطو على البنك. |
soygunu o düzenledi, fidyeyi aldı ve tabloyu hasarlı şekilde iade etti. | Open Subtitles | لقد نظم عملية السطو وأخذ مال الفدية وأعاد اللوحة تالفه هذا هو محقق الشرطة الذي كان مختفياً طيلة الليلة |
Sahibi onu son soygundan önce gördüğünü anımsıyor. | Open Subtitles | المالك تذكّر رؤيتة قبل عملية السطو الأخيرة |
soygundan bir dakika öncesi ve sonrasının kayıtlarını izlemeliyiz. | Open Subtitles | نحن بحاجة إلى دقيقة قبل وبعد عملية السطو |
soygundan önce Del'i tanımıyordum bile. | Open Subtitles | لم أكن أعرف حتى ديلاوير قبل عملية السطو. |
Sanırım, hırsızlık ve Phoebe'nin infazı Louis Bowman'i hapiste tutmak için yapıldı. | Open Subtitles | اشك بان عملية السطو وقتل فيبي تم ارتكابها لأبقاء لويس بومان |
Leonard bizim Bitman Yolu soygununda gözde tanığımız bu gece korunmalı. | Open Subtitles | ليونارد وشهادتنا النجوم في عملية السطو على الطرق Bitman. انه يحتاج يبحث بعد هذه الليلة. |
Anlaşılan bu araba Hollister'daki soygunda kullanılan araçla çok benzeşiyor. | Open Subtitles | يبدو أن أوصاف هذه السيارة قريبة جدا من أوصاف السيارة المستخدمة في عملية السطو |
Bazıları Bud'ın öldürüldüğü soyguna onun da katıldığını söylüyor. | Open Subtitles | البعض يقول أنه كان في عملية السطو التي قُتِل فيها بَد |