Biliyorum, Betsey'nin teyzesi onu bıraktığında burada değildim. | Open Subtitles | أعرف بأنني لم أكن هنا عندما رمتها عمّتها |
Bu hikâyeyi cenazede teyzesi anlattı. | Open Subtitles | عمّتها أخبرتني بتلك القصة في جنازتها |
Bir gün kızımın gözlerinin içine bakıp ...o insanlar halasını kaçırdığında oturup hiçbir şey yapmadığımı söylemeyeceğim. | Open Subtitles | لن أنظر لابنتي في عينيها ذات يوم مفسرة لها أنّي مكثت لا أحرّك ساكنًا حين اختطف أولئك القوم عمّتها. |
Bir gün kızımın gözlerinin içine bakıp ...o insanlar halasını kaçırdığında oturup hiçbir şey yapmadığımı söylemeyeceğim. | Open Subtitles | لن أنظر لابنتي في عينيها ذات يوم مفسرة لها أنّي مكثت لا أحرّك ساكنًا حين اختطف أولئك القوم عمّتها. |
Kötü bir yaşlı trol o ve gittiği için mutluyum teyzesini gömmeye. | Open Subtitles | إنها قزم كبير في السن ولئيم، وأنا سعيد لأنها ذهبت، لدفن عمّتها. |
Salı ve Perşembe sizinle buluşuyor, ve hafta sonlarında ya üniversite arkadaşlarıyla görüşüyor ya da Yang-pyung'daki teyzesini ziyaret ediyor. | Open Subtitles | هي تُقابلك أيام الثلاثاء والخميس، وفي عطلة الأسبوع تقابل أصدقاء الكلية أو تزور عمّتها في "يانغ بيونغ". |
Kaybolduğu gece, kurban teyzesiyle birlikte kalıyordu ve evden çıkması gerekti... | Open Subtitles | كانت الضحية قد ذهبت لمنزل عمّتها وغادرت مسكنها |
Sonra? - Rahatsız edici teyzesi gelip her şeye karıştı. | Open Subtitles | - عمّتها اللعينة الفاشلة تدخّلت |
Betsey, önce ailesini kaybetti, sonra teyzesi buraya onu bir bavul gibi bıraktı. | Open Subtitles | ثن تتركها عمّتها كـ ظرف بريدي |
Florida'daki halasını veya akrabalık bağı olan birisini ziyaret etmeye gitti. | Open Subtitles | إنّها في (فلوريدا)، تزور عمّتها أو أحد أقربائها. |
New Jersey'deki teyzesini ziyarete gidiyoruz. | Open Subtitles | Uh , w نحن سَنَزُورُ عمّتها في نيو جيرسي، لذا... |
Göz göre göre teyzesiyle sahte ensest kaçamaklar yapıyorsun! | Open Subtitles | .. أنت كانت لديّك ! علاقة مؤقّتة واضحة مع عمّتها |