Benim de bu işin içinde olmam gerektiğini Ona söylediğimde geçmişte aramızda geçen olayların hiçbirinden bahsetmedi bile. | Open Subtitles | عندما أخبرته بأنه لزاما علي أن أكون هناك لم يتعرض لأي من الأشياء الذي حدثت بيننا في الماضي |
Babamı gururlandırmak için orduya yazıldım ama Ona söylediğimde, bundan vazgeçirmeye çalıştı. | Open Subtitles | لقد أنضممت معهم كي أجعل أبي فخوراً بيّ. لكن عندما أخبرته بالأمر، حاول أن يغير الموضوع. |
Doktordan yardım istediğini söylediğinde gerçekten bunu demek istemiş miydi? | Open Subtitles | هل قصدت ما قالته عندما أخبرته أنها تريد المساعدة |
Gideceğini söylediğinde yüzünü görmeyi dilerim. | Open Subtitles | تمنيت أنني رأيت وجهه عندما أخبرته أننا سنذهب |
Çünkü sen ona küpeleri söylediğin zaman, seni dinlemedi bile. | Open Subtitles | كما لو أنه يسمعني لأنّك عندما أخبرته بشأن الأقراط لم ترمش عيناه حتى |
Ve kız arkadaşına kaydığını ona söylediğin zaman gülüşü hala aydınlatacak mı? | Open Subtitles | وهل أضاءت ابتسامته المكان، عندما أخبرته أنّكَ تقيم علاقةً مع صديقته. |
Onu görmeliydin, Tom. Söylediğimde o kadar mutluydu ki. | Open Subtitles | كان يجب أن تراه ، توم لقد كان سعيدا جدا عندما أخبرته |
Evliliğimin bitmek üzere olduğunu söylediğimde bana ne dediğini sana söyledim mi? | Open Subtitles | هل أخبرتك بما قاله لي عندما أخبرته بأن زيجتي انتهت؟ |
Zavallı babam, çayıma artık şeker atmayacağımı söylediğim zaman az kalsın çıldırıyordu. | Open Subtitles | أبي الفقير جن جنونه تقريبا عندما أخبرته بأني توقفت عن تناول السكر في الشاي |
Ona söylediğimde, kendini kaybetti. | Open Subtitles | عندما أخبرته, أصبح هستيرياً |
Ve Ona söylediğimde... | Open Subtitles | ... و عندما أخبرته |
Ona söylediğimde "çok hoş, Alice" dedi. | Open Subtitles | عندما أخبرته , قال : هذا جميل (أليس) |
FBI'a girmek istediğini söylediğinde baban kalp krizinden ölmeliydi. | Open Subtitles | لابد أن أباك مات بأزمة قلبيه عندما أخبرته أنك تود الإنضمام لإف بي آي |
17 yaşındaki oğlunuzun çocuğunu doğuracağını söylediğinde terk ettiği kız. | Open Subtitles | الفتاة التي تخلى عنه ابنك ذو الـ17 عاماً عندما أخبرته أنها سترزق بابنه؟ |
Seni rahat bırakmasını söylediğin zaman mı? | Open Subtitles | تقصد عندما أخبرته بأن يترك قضيتك؟ |
Altınlarda parmak izi olduğunu söylediğin zaman Mitchell'in surat ifadesi çok içtendi. | Open Subtitles | هيي، هذه كانت مفاجأة حقيقية (على وجه، (ميتشيل عندما أخبرته أن بصماته كانت على الذهب |
Onu görmeliydin, Tom. Söylediğimde o kadar mutluydu ki. | Open Subtitles | كان يجب أن تراه ، توم لقد كان سعيدا جدا عندما أخبرته |
Biliyorum ama ona babamla ilgili hislerimi söylediğimde bana iyi tavsiyeler verdi. | Open Subtitles | أعلم لكن... أعطاني نصائح قيّمة عندما أخبرته كيف كانت مشاعري تجاه والدي |
Politikaya gireceğimi söylediğimde bana şunu demişti: | Open Subtitles | أتذكر عندما أخبرته أنني سألتحق بالسياسة، قال: |
Sana söyledi mi? Evet, kız arkadaşı olacağımı söylediğim zaman anlattı. | Open Subtitles | أجل ، لقد أخبرني بهذا عندما أخبرته أني سأكون صديقته |