Cosmo, yıllar önce bana kız kardeşimle evleneceğini söylediklerinde mutlu olmuştum. | Open Subtitles | كوزمو، منذ عدة سنوات .. عندما أخبروني .. أنك ستتزوج أختي كنت سعيداً |
Sabahları üç saat bir kafede oturduğunu söylediklerinde onlara inanmadım. | Open Subtitles | عندما أخبروني أنك كنت تجلس في القهوة لثلاثة أيام لم أصدقهم |
Bana kapıda olduğunu söylediklerinde, neredeyse inanamıyordum. | Open Subtitles | عندما أخبروني بأنك عند البوابة بالكاد أستطعت تصديق ذلك |
Tucker bir kaset göndermek istiyormuş dediklerinde aklıma gelen ilk şey: "Kim o?" oldu. | Open Subtitles | عندما أخبروني بأن تاكر يريد أن يعرض شريط فكري الاول كان , من ؟ |
Jimmy, şey, neler olduğunu bana anlattıklarında, ben... ben inanmadım. | Open Subtitles | جيمي)، أتعرِف، عندما أخبروني عمّا) حدث، فأنا ... |
Sabahları üç saat bir kafede oturduğunu söylediklerinde onlara inanmadım. | Open Subtitles | عندما أخبروني أنك كنت تجلس في القهوة لثلاثة أيام لم أصدقهم |
Yani bana gelirin birazını kliniğin açılması için bağışlanacağını söylediklerinde havalara uçtum. | Open Subtitles | لذا عندما أخبروني أنهم سيتبرعون بجزء من المبلغ لإفتتاح العيادة , طرت من الفرح |
Seni bir daha göremeyeceğimi söylediklerinde, yapabileceğim tek şey buradan olabildiğince uzağa kaçmaktı. | Open Subtitles | عندما أخبروني أني لا استطيع أن أراكِ ثانية، الشيء الوحيد الذي يمكنني القيام به |
Senin geldiğini söylediklerinde biri benimle dalga geçiyor sandım. | Open Subtitles | ظننت أن أحداً يضحك عليّ عندما أخبروني أنك هنا. |
Bana söylediklerinde iyiydim ama şimdi bunun içinde olması onun gittiğini belirtiyor. | Open Subtitles | لآ أعلم، كنت بخير عندما أخبروني ولكن الآن انه نوع من الغرق في أن رحل ، تعلمين ؟ |
Binanın istimlak edildiğini söylediklerinde... | Open Subtitles | عندما أخبروني بأن المبنى تمّ إدانته ومصادرته |
Burada ilk uyandığım gün kafam o kadar karışıktı ki bana burada yaşadığımı söylediklerinde onlara inandım. | Open Subtitles | بالمرة الأولى التي استيقظت بها هنا كنت في حيرة من تصديقي لهم عندما أخبروني بأنني عشت هنا |
Bana buraya gelmemi söylediklerinde eşimle çocuklarımı görmeye Moskova'ya gidiyordum. | Open Subtitles | كنت في طريقي للمنزل من روسيا لرؤية زوجتي وأبنائي عندما أخبروني بالقدوم هنا |
Gitmeni söylediklerinde itiraz kabul etmezler. | Open Subtitles | عندما أخبروني بأنه عليّ الرحيل, بدون استثناءات أو تحفّظات. |
Jimmy, şey, neler olduğunu bana anlattıklarında, ben... ben inanmadım. | Open Subtitles | جيمي)، أتعرِف، عندما أخبروني عمّا) حدث، فأنا ... أنا لم أستطِع أن أصدّق ذلك |