Sadece Ben buradayken sizden bunu kesmenizi isteyecektim. | Open Subtitles | فى الحقيقه كنت سأطلب منكم التوقف عن هذا عندما أكون هنا |
Ben buradayken gelmemeni söylemiştim. | Open Subtitles | لقد أخبرتك ألا تتسللى و تتجسسى علىَّ أبداً عندما أكون هنا |
Olamaz, Ben buradayken yerime bakacak birini koymadım. | Open Subtitles | يا إلهي لقد نسيت أن أوكل شخصًا لـ يحل مكاني عندما أكون هنا |
Ben buradayken endişe etme. | Open Subtitles | ــ لا يتوجب عليك القلق_BAR_ عندما أكون هنا |
Gün boyu burada olduğum zaman, burada yokmuşum gibi davranacaksın. | Open Subtitles | عندما أكون هنا طوال النهار عليك أن تدعي بأنني لست هنا |
Böylesi bir terfiyi hak edecek kadar uzun süredir burada olduğum zaman kabul ederim. | Open Subtitles | عندما أكون هنا طويلاً بما فيه الكفاية للفوز , هذا نوع من الترويج . سوف أخذها . |
Ben buradayken o da işte oluyor. | Open Subtitles | إنه يكون في العمل عندما أكون هنا |
Ben buradayken, sen de burada olmalısın. | Open Subtitles | ~عندما أكون هنا ~أنتِ تحتاجين أن تكوني هنا |
Cumartesi sabah vardiyalarında ne yaptığını bilmiyorum ama Ben buradayken, çantalar, makyaj ve özellikle telefonlar alt katta bırakılır. | Open Subtitles | أنا لا أعرف ما تفعله على تلك مبكرة الصباحية السبت ولكن عندما أكون هنا والحقائب والماكياج وخصوصا الهواتف البقاء في الطابق السفلي. |
Ben buradayken, bana ailedenmiş gibi davranırlar. | Open Subtitles | . عندما أكون هنا يعاملونني كعائلتهم |