Her zaman işler kötüye gittiğinde konuyu değiştirmenin en iyi fikir olduğunu düşünmüşümdür. | Open Subtitles | لطالما إعتقدت بأنه عندما تسوء الأمور أفضل حل هو تغيير الموضوع |
İşler kötüye gittiğinde, biraz dağıtmak gerekir. | Open Subtitles | عندما تسوء الأمور, فتذهب للتسكع في الحانات |
İşler kötüye gittiğinde bana destek olacağını biliyordum. | Open Subtitles | عندما تسوء الأمور أعلم بأنك ستحصل على دعمي |
İşler ters gittiğinde, yalnız olmadığımı ümit etmek istemiyorum. | Open Subtitles | عندما تسوء الأمور لا أريدُ أن آمل أنني لستُ وحيدة |
İşler ters gittiğinde ve hiç umut kalmadığında çözüm Michel Sardou'dur. | Open Subtitles | عندما تسوء الأمور , و ليس هناك امل ميشال ساردو هو الحل |
Olayı mükemmelleştiren şey, işler kötü gittiğinde de orada olmak istemendir. | Open Subtitles | مايجعلها مثاليّة هو رغبتك في البقاء عندما تسوء الأمور فعلاً |
İşler kötüye gittiğinde hemen harekete geçmek lazım. | Open Subtitles | عليك التصرّف بسرعة عندما تسوء الأمور |
Mark, işler kötüye gittiğinde bir kaçış planım olduğunu bilir. | Open Subtitles | مارك) يعلم أنه عندما تسوء الأمور) أحب دائماً أن أحضر خطة للهروب |
İşler kötü gittiğinde Hanuman ne söylerdi? | Open Subtitles | ما كان يقوله هانومان عندما تسوء الأمور ؟ |
Erik. İşler kötü gittiğinde öylece kaçmak sana bir çözüm getirmez. | Open Subtitles | عندما تسوء الأمور الهروب ليس الحل |