"عندما تقرأ" - Traduction Arabe en Turc

• okurken
• okuduğunda
• okuduğun zaman
• okuduktan sonra
• okuman gerekiyor
• okuduğunuzda

Ve tabii ki, bir inekten bahseden bir şiir okurken sayfada size bakan bir inek resmine ihtiyacınız yoktur.
وبالطبع، عندما تقرأ قصيدة يُذكر فيها بقرة فأنت لست بحاجة ليكون أمامك رسمة لبقرة.

Hisse senedi fiyatlarını okurken onları insan bağlamında düşünün.
عندما تقرأ أسعار السندات، تفكر فيها بطريقة إنسانية

Bir kitabı sonuna kadar okuduğunda kapatma zamanı gelmiş demektir.
.. عندما تقرأ كتابا للنهاية فإنه عليك إغلاقه

"Bunu okuduğunda, yukardaki organizasyona katılmış olacağım...
عندما تقرأ هذا، ساكون قد انضممت للمنظمة في الاعلى

Bunlardan benim kadar okuduğun zaman, satır aralarını okumayı öğreniyorsun.
عندما تقرأ الكثير مثل هذه السر الذاتية تتعلم أن تقراً بين الأسطر

Sen bu mektubu okuduğun zaman, çoktan ülkemizin lideri olmuşsundur muhtemelen.
عندما تقرأ هذه الرسالة; قد تكون قائد هذه البلاد.

"Charles de Gaulle'ün Bütün Savaş Anıları"nı okuduktan sonra konuşalım.
عندما تقرأ الكامل الحرب مذكرات تشارلز ديغول... ... العودة الى لي.

Anlamak için sadece şu mesajı okuman gerekiyor. Rebecca'dan.
ستفهم عندما تقرأ تلك الرسالة "أنها من "ريبيكا

Bu duayı okuduğunuzda, kulağınıza inanılmaz bencil ve ben-merkezci gelir. Şöyle demiş gibi gelir,
عندما تقرأ هذه الصلاة، إنها تبدو أنانية بصورة غير معقولة، مركزة على الذات. إنها تبدو مثل،

İç sesinizi, bir metni sessizce okurken duyarsınız ya da bir konuşmanın provasını yaparken.
صوتك الباطن هو الصوت الذي تسمعه عندما تقرأ نصّاً بصمت. عندما تتمرن على محادثة هامّة.

Umarım sen bu mektubu okurken yanında oturuyor olurum ve sen de mektubu yazdığım aptal, seni aramaya çalıştığım için deli olduğumu söylersin.
آمل عندما تقرأ هذه الرسالة وأنا أجلس هناك بجانبك وأنت تخبرني أنني غبية لكتابتها

Peki dergi okurken dergi okumasam ne olur ki diye düşündüğün oldu mu?
..حسنا ، هل فكّرت حول ربما عدم قرائة مجلة عندما تقرأ مجلّه؟

Çünkü sen spor sayfasını okurken ben seninle konuşmaya çalıştığımda okurken rahatsız etmenin kabalık olduğunu söylüyorsun.
أنا أقول فقط عندما تقرأ الصفحة الرياضية وأحاول التحدث إليك تخبرني حينها أنني فظ لمقاطعتك

"Charlie, sen bunu o küçük terapi kulübünde okurken orada olamadığım için üzgünüm ama televizyon izliyorsan ya da bulvar gazetelerini takip ediyorsan artık kendime ait sevilen bir televizyon şovum olduğunu bileceksin."
تشارلي، آسف لأنني لن أكون معكم عندما تقرأ هذا في مجموعتك الصغيرة لكن إن كنت تشاهد التلفاز أو تتابع الصحف

"Tsukamoto'nun ölümünü gazetelerde okuduğunda parayı hesabıma yatır."
أودع النقود عندما تقرأ عن موت سكوموتو فى الجرائد

Çocuklarımız bu kitabı onlara okuduğunda bayılacaklar.
أولادنا سوف يحبون عندما تقرأ لهم هذا الكتاب

Umarım bunu okuduğun zaman kalbine ulaşır ve yüzüne bir gülümseme getirir.
أمل عندما تقرأ هذا الخطاب... .. انيسعدقلبك.

okuduğun zaman böyle düşünmeyeceksin.
سيتغير رأيك عندما تقرأ

Annesinden gelen notu okuduktan sonra...
... عندما تقرأ هذه المذكرة أمها كتب لها.