"عندما جاء" - Traduction Arabe en Turc

    • geldiğinde
        
    • geldiği zaman
        
    • gelip
        
    • geldiklerinde
        
    • gelince
        
    • girdiğinde
        
    Ancak bir haberci günler sonra yardım için geldiğinde şüpheler yerini minnete bıraktı. TED ولكن عندما جاء الرُّسل طلباً للمساعدة بعد عدة أيام، تحولت شكوكهم إلى امتنان.
    O çocuk size yardım için geldiğinde her şeyini kaybetme riskine girdi. Open Subtitles ذلك الفتى الصغير كان لدي كل شيء ليخسره عندما جاء لكِ للمساعدة
    Şehirden doktorlar buraya geldiğinde özel doktorlar çoktan toz olmuştu. Open Subtitles عندما جاء الإسعاف العام ، كان الإسعاف الخاص قد اختفى
    Dedi ki federaller geldiği zaman sen ortalıklarda yokmuşsun. Komşu kızının birine geçiriyormuşsun. Open Subtitles قالَ عندما جاء المحقّقين الإتّحاديين، كُنْتَ بالخارج ملتصق بامرأة جاركم.
    Belki bizim iyi yürekli Barney bara gelip sizden içki alrken... göz krpms, "Bu yavruyu götürüp ona tecavüz edecegim" demistir. Open Subtitles ربما عندما جاء بارني لياخذ منك بعض المشروبات . . رُبَّمَا غمز لك بعينه وقال سوف اخذ هذه الفتاة الجميلةِ واغتصبُها."
    Ekibimden Boone buraya geldiğinde, bunun bir geçit olduğunu söyledi. Open Subtitles بلدي الطاقم، بون، عندما جاء إلى، وقال انه كان بوابة.
    Bahar geldiğinde eve doğru annemin sesinden bile daha hızlı koştum. TED عندما جاء الربيع ركضت بسرعة من خلال المنزل، متغاضية عن كلام أمي
    Ama babam geldiğinde ineklerimizi satardı, ürettiklerimizi satardı ve arkadaşlarıyla içmek için barlara giderdi. TED ولكن عندما جاء والدي، قال أن بيع الأبقار، أنه سوف تبيع المنتجات التي أجريناها، وذهب ويشرب مع أصدقائه في الحانات.
    Şu da ilginçtir ki, askeri alanda geldiğimizi sandığımız bu üstün noktaya rağmen iş Ruanda'da, Darfur'da, Myanmar'da ki soykırımlara müdahale etmeye, durdurmaya geldiğinde ordumuz aciz kalmştır. TED وفي الوقت نفسه، كانت كل قوى النيران عاجزة لدينا عندما جاء لوقف أو حتى الناشئة المذبحة في رواندا ودارفور وميانمار.
    Ama bir çocuğun kalbi bize döndüğü zaman... ve bize geldiğinde... yeniden yaşıyoruz. Open Subtitles لكن عندما جاء إلينا قلب طفل ودخل إلى داخلنا عدنا للحياة ثانية
    - Değil. Yani, ihbar geldiğinde, çok az detay vardı. Open Subtitles عندما جاء التقرير .كان هناك تفاصيل قليله
    Ve soğuklar ... ve kar geldiğinde... ve kulube buz tuttuğunda.., Open Subtitles وعندما عندما جاء البرد القارس وجمد الحجر
    Amerika'ya geldiğinde bildiği dil bu muydu? Open Subtitles هذة هى اللغة التى كان يتحدث بها عندما جاء إلى الولايات المتحدة
    Acaba Jean Vaftiz' de çöllerden kopup geldiğinde insanlığın selameti uğruna böyle heyecanla haykırmış mıydı? Open Subtitles و كان مثل هذا عندما جاء يوحنا المعمدان خرج الى ملك اسرائيل من الصحراء يبكى الخلاص
    O korkunç gürültüleri duydum, çığlıkları, ve herkes koşup geldiğinde, ben de aralarına katıldım. Open Subtitles سمعت هذه الضوضاء التحطم والصراخ عندما جاء الناس يهرولون انضممت أليهم
    - Evet. Bize geldiğinde, bir daire bile çizemezdi. Open Subtitles عندما جاء إلينا هو لا يستطيع أن يسحب دائرة.
    Nihayet o gün geldiğinde hazırdım. Open Subtitles و عندما جاء اليوم ,كنت مستعداً,كنت أشعر بالثقة
    Birkaç acenta onu duyuyor ve California'a getirmek istiyor, ...bilirsin, California'a geldiği zaman gergindi ve... seyirciye arkasını döndü, ...herkesin söylediği, "İyi de, bu da nesi ulan?" Open Subtitles عدة وكلاء استمعوا له وأرادوا إحضاره لكاليفورنيا و عندما جاء لكاليفورنيا كان متوترا و أدار ظهره للجمهور
    Byron İtalya'ya geldiği zaman ne demiş? Open Subtitles عندما جاء بايرون إلى إيطاليا، وانت تعرف ما قال؟
    Oğlun gelip deli saçması bir hikâye anlattı. Open Subtitles عندما جاء أبنك راكضاً بهذه القصة الغريبة
    İspanyollar geldiklerinde o kanyonu aramışlar. Open Subtitles عندما جاء الغزاة الإسبان بحثوا عن هذا الوادى
    Ama olay ilk hamleyi yapmaya gelince yardıma ihtiyacı vardı. Open Subtitles ،لكن عندما جاء الأمر للبدء بالخطوة الأولى كان بحاجة للمساعدة
    Andy Dufresne 1949'da içeri girdiğinde ve benden Rita Hayworth'u hapishaneye onun için getirmemi istediğinde ona, "Sorun değil" dedim. Open Subtitles لذا عندما جاء أندى دفرين عام 1949 و طلب منى أن أهرب له ريتا هيوارث الى السجن قلت له لا يوجد مشكلة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus