Bunu yapmayı kabul ettiğimde şarkı mı söylemem gerekecekti yoksa konuşma mı yapacaktım bilmiyordum. | TED | عندما وافقت على هذا، لم أكن أعلم إذا كان متوقعًا مني أن أتكلم أو أغني |
Niles, babamla Amerika'yı görmeyi kabul ettiğimde 5 yıldızlı otellerde kalacağımızı düşündüm. | Open Subtitles | نايلز، عندما وافقت على رؤية أمريكا مع أبي اعتقدت أنها ستكون في منتجعات خمسة نجوم |
Bu ofisin başına geçmeyi kabul ettiğimde, bu işi anladığımı düşünmüştüm. | Open Subtitles | ...عندما وافقت على إدارة هذا المكتب ظننت أننى فهمت هذه الوظيفة... |
Bize yardım etmeye karar verdiğinde ağır tehditleri anlamış... | Open Subtitles | و عندما وافقت على مساعدتنا ، هذا لأنك أدركت حجم التهديدات الداَّهمة... |
Palmer'ı buraya çağırmana izin verdiğinde ikinizin bana karşı ittifak oluşturacağınız aklıma gelmemişti. | Open Subtitles | ,عندما وافقت على السماح لـ(بالمر) بالتدخل .لم يكن في نيتي أنكما ستكونان تحالفاً ضدي |
Dondurulmayı kabul ettiğinde, sen de onu birdenbire bırakmıştın. | Open Subtitles | أتعلم , عندما وافقت على تجميدك لقد تركته فجأةً |
O çocuğu almayı kabul ettiğinde bunu sesinde duydum. | Open Subtitles | نحن سمعتها بصوتك عندما وافقت على أخذ تلك الطفلة |
Yeni burs videosu için bazı hareketlerde kendini rahat hissetmen için yardım etmeyi kabul ettiğimde ciddiydim tamam mı? | Open Subtitles | عندما وافقت على مساعدتي ,شعرت بالراحة مع بعض الحركات ,لاجل عرض الفيديو الجديد |
Sonuncusunu, senin küçük kamyoncu kızının harç parası için kendimi satmayı kabul ettiğimde kullandım. | Open Subtitles | حسناً ، لقد استخدمت آخر ما تبقى منه عندما وافقت أن أبيع نفسي . من أجل منحة فتاتك |
Seninle evlenmeyi kabul ettiğimde bu değişiklikleri de kabul ettim ben. | Open Subtitles | لكنّي فهمت بأن حياتي ستتغير عندما وافقت على الزواج بك. |
Seninle gelmeyi kabul ettiğimde meramımı açıkça ifade edemedim mi? | Open Subtitles | عندما وافقت على المجىء معك هل فشلت فى إيضاح نواياى لك؟ |
Seninle gelmeyi kabul ettiğimde meramımı açıkça ifade edemedim mi? | Open Subtitles | عندما وافقت على المجىء معك هل فشلت فى إيضاح نواياى لك؟ |
Sana yardım etmeyi kabul ettiğimde senin tarafını seçmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أختار جانبكم عندما وافقت على مساعدتكم |
Okul ve senin için, bu şeyi taşımayı kabul ettiğimde arkada 6 kişinin de oturacağını söylememiştin. | Open Subtitles | عندما وافقت على نقل هذا الشيء من أجلك و من أجل المدرسة لم تذكر أي شيء عن جلوس 6 أشخاص بالخلف |
Bizi görmeyi kabul ettiğinde bir şey dedi mi? Evet. Birer birer görüşmek istiyormuş. | Open Subtitles | إفتح البوابه هل قالت أي شيء عندما وافقت على رؤيتنا؟ |
Annem Hz.İsa'nın doğumu gösterisi için yönetmen olmayı kabul ettiğinde işler daha da kötüleşti ve Claire'ye Bakire Meryem rolünü verdi. | Open Subtitles | "وازداد الأمر سوءاً عندما وافقت أمّي على إخراج مسرحيّة المولد لموكب عيد الميلاد" "وأسندت دور (مريم العذراء) لـ(كلير)" |
Gabrielle Solis Victor Lang ile evlenmeyi kabul ettiğinde | Open Subtitles | (عندما وافقت (جابرييل سوليس ... (بالزواج من (فيكتور لانغ |