"عندما وجدتها" - Traduction Arabe en Turc

    • Onu bulduğumda
        
    • onu bulduğunda
        
    • bulduğum zaman
        
    • bulduğumda üzerine
        
    Ama Onu bulduğumda hâlâ o kamp çantasını tutuyordu içinde topladığınız erzaklar olan çantayı kendi başına taşıyamayacağı kadar ağır olan çantayı. Open Subtitles ولكن عندما وجدتها كانت تمسك الحقيبة الصوفية ممتلئه بالمؤون التي أنتم جمعتوها
    Onu bulduğumda üstünde kullan-at bir telefon taşıyordu ama şu an mesajlar sınırlı. Open Subtitles كان معها هاتفها المحمول عندما وجدتها ولكن الرسائل النصية موقوفة الآن.
    Kabul etmeden geçemeyeceğim Onu bulduğumda hâlâ bizimle olduğun için memnun kaldım. Open Subtitles علي الاعتراف، عندما وجدتها كت مسرورة انك مازلت معنا
    Polis onu bulduğunda tapınakta saklanıyordu. Open Subtitles لقد كانت تختبىء فى المعبد عندما وجدتها الشرطة
    Onu bulduğum zaman süitin her üç kapısı da içeriden zincirlenmişti. Open Subtitles الأبواب الثلاث للجناح... كانت موصدة بالسلاسل من الداخل عندما وجدتها
    Polis dosyaları arasında bulduğumda üzerine bu not iliştirilmişti. Open Subtitles كانت هذه الملاحظة ملصقة بها عندما وجدتها في ملفات الشرطة
    Onu bulduğumda, deşilmişti. Open Subtitles عندما وجدتها كانت أحشائها منزوعة
    Onu bulduğumda kendini kaybetmişti. Open Subtitles كانت في حالة هستيرية عندما وجدتها
    Onu bulduğumda henüz ölmemişti. Ölmemişti. Open Subtitles لم تكن قد ماتت عندما وجدتها كلّا
    Mila, Onu bulduğumda hastaydı ama doktor bir dostum ona yardım ediyor. Open Subtitles ميلا" كانت مريضة عندما وجدتها" ولكنها فى رعاية طبيب صديق
    Sandpiper Onu bulduğumda yanımdaydı. Open Subtitles ساندبايب كان معي عندما وجدتها
    Üzerime Onu bulduğumda bulaşmış olmalı. Open Subtitles ربما حصلت عليه عندما وجدتها
    Ama Onu bulduğumda çoktan ölmüştü. Open Subtitles لكنها كانت مية عندما وجدتها
    Buffy onu bulduğunda yanındaydı. Her türlü yardıma ihtiyacımız var Open Subtitles لقد كان هناك عندما وجدتها (بافي) سنحتاج إلى كل ما لدينا من مساعدة
    onu bulduğunda yarı ölü durumdaydı. Open Subtitles كانت نصف ميتة عندما وجدتها
    onu bulduğunda Abi'nin hayatta olduğunu söyledin. - Ölmek üzereydi. - O zaman seni kim içeri aldı? Open Subtitles و لقد إعترفتَ بأنّ ( آبي ) كانت حية عندما وجدتها ؛ لقد كانت في آخر أنفاسها ؛ وكيف دخلت للمنزل ؟
    Onu bulduğum zaman, karımı ve oğlumu bir hastalık yüzünden kaybetmiştim. Open Subtitles ... أنه عندما وجدتها... ... كنت قد فقدت زوجتى وابنى جراء إصابتهما بحمى.
    Onu bulduğum zaman baygındı. Open Subtitles كانت فاقدة الوعي عندما وجدتها
    Polis dosyaları arasında bulduğumda üzerine bu not iliştirilmişti. Open Subtitles كانت هذه الملاحظة ملصقة بها عندما وجدتها في ملفات الشرطة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus