"عندما وصلوا" - Traduction Arabe en Turc

    • geldiklerinde
        
    Ama ilk geldiklerinde sordukları soru aklıma takıldı: Tanrı'nın beni bütün kalbiyle sevdiğine inanıyor muydum? TED لكن السؤال الذي طرحوه عندما وصلوا لأول مرة علق حقا في رأسي : هل أعتقد أن الله يحبني من كل قلبه؟
    Walter'ın raporuna göre, Skinner'ın evine geldiklerinde motor hala sıcakmış. Open Subtitles طبقا لتقرير والتر، القلنسوة ما زالت دافئة عندما وصلوا إلى شقّة سكيننير،
    Ama geldiklerinde, Sovyetler Moskova'yı geri almaya yetecek kadarını bulabildi. Open Subtitles لكن عندما وصلوا وجد السوفييت بما فيه الكفاية للإرجاع إلى موسكو
    Mekke'yi çevreleyen ve şiddetin yasak olduğu kutsal bölgeye yakın, Hudeybiye'ye geldiklerinde, Muhammed yandaşlarını şaşırttı. Open Subtitles عندما وصلوا إلى الحديبية خارج فناء مكة المقدس والذى كان محرم فيه القتال
    geldiklerinde, bu iki avanağı okyanusun ortasında, üzerlerinde can yelekleri, martinilerini yudumlarken bulmuşlar. Open Subtitles عندما وصلوا , وجدوا اثنين من العباقرة يعومون في منتصف المحيط وهم يرتدون الجاكيتات ويشربون المارتيني
    Bir kez geldiklerinde bolca yiyeceğe sahip oldular Open Subtitles و عندما وصلوا, كان لديهم الكثير ليتغذوا عليه
    Birimler, geldiklerinde kapının açık olduğunu söylediler. Open Subtitles قالت الشرطة أنّ الباب كان غير موصد عندما وصلوا إلى هنا.
    Ama yaklaşık 1000 yıl önce, Hawaii'ye geldiklerinde yaptıkları iş sörfe dönüştü. Open Subtitles ولكنَّه كان قبل الف سنة تقريبا ً عندما وصلوا الى هاواي وتطور الى ركوب الامواج.
    Bir 911 ihbarı almışlar, buraya geldiklerinde zaten yarası sarılmış. Open Subtitles لقد استجابوا لنداء طوارئ عندما وصلوا إلى هنا لقد كانت جراحه مُضمدة بالفعل
    O. İhbarı ilk alanlar, geldiklerinde, onun, kızın boğazında bir trakeostomi tüpü tutuyor olduğunu söylüyor. Open Subtitles هي فعلت ذلك المُستجيبين الأوائل قالوا أنها كانت تضع أنبوب تنفس في حلق الفتاة عندما وصلوا
    Kızıl derililer bu bölgedeki ormanlara geldiklerinde burada fazla kalmamışlar. Open Subtitles عندما وصلوا مواطني أمريكا الأصليين إلى هذه المنطقة من الغابة، لم يقضوا أي وقت هنا،
    geldiklerinde araba hâlâ yanıyormuş. Open Subtitles كانت السيارة ماتزال تحترق عندما وصلوا إلى هنا
    Belki onlar buraya geldiklerinde de o buradaydı. Open Subtitles ربما كانت هنا عندما وصلوا اليها
    Buraya geldiklerinde çok heyecanlıydılar Open Subtitles كانوا متحمّسين جداً عندما وصلوا هنا
    Buraya geldiklerinde daha oturamıyorlardı bile şimdi ise onlara şunu yapmayı öğrettim. Open Subtitles عندما وصلوا هنا لم يكونوا يستطيعوا حتى الوقوف ....
    Buraya geldiklerinde, fakir bir köyden başka birşey bulamamışlar. Open Subtitles لكن عندما وصلوا وجدوا قرية فقيرة
    Fakat geldiklerinde çoktan yangın çıkmıştı. Open Subtitles ولكن عندما وصلوا الاشياء بالفعل اشتعلت
    geldiklerinde saldırgan kaçmış ve Pine çoktan ölmüş. Open Subtitles عندما وصلوا إلى هنا، كان المعتدي قد رحل و(باين) قد مات.
    - geldiklerinde çoktan ölmüştü. Open Subtitles -كنت بعيدةً عندما وصلوا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus