Tuvaletten çıktığı zaman, her şeyin eskisi gibi, yolunda olmasını istiyor. | Open Subtitles | كل ما يريده هو أن تعود الأمور كما كانت عندما يغادر دورة المياه |
Quick-E-Mart'tan çıktığı zaman, ıslak bombalamayı başlatıyoruz. | Open Subtitles | عندما يغادر بقالة (كويكي)، نبدأ القصف الشامل |
Çocuklar çıktığı zaman gidersin. | Open Subtitles | عندما يغادر الأطفال |
Ben de dadılık yaptım ve ebeveynler gittiğinde her türden partiyi verdim. | Open Subtitles | أعتادت أن أجالس الأطفال وكنت أقيم كل أنواع الحفلات عندما يغادر الآباء |
Evde kal, böyle saklanarak yaşamaya çalış... ve evin sahibi gittiğinde dışarı çık. | Open Subtitles | أن تبقى في منزل وتحاول العيش فيه أثناء إختبائك وتخرج من مخبأك فقط عندما يغادر صاحب المنزل |
Odadan çıktığı zaman. | Open Subtitles | . عندما يغادر غرفته |
Bu çocuklar McKinley'den gittiğinde onun son parçası da gitmiş gibi olacak. | Open Subtitles | عندما يغادر هؤلاء الأطفال ماكنلي سيكون حتى أخر ما بقي منه سيغادر ايضاً |
Evet seyircilerimizin yarısı çekip gittiğinde çarpıcı bir görüntü olacak. | Open Subtitles | نعم، سيكون تقديماً مذهلاً عندما يغادر نصف الحضور. |
Burada çalışmanın temel avantajını unutuyor gibisin, hastalar gittiğinde işimiz biter, özellikle şu adamlar. | Open Subtitles | أنت تنسى الميزة الأساسية في العمل هنا وهي عندما يغادر المرضى تنتهي صلتنا بهم خصوصاً أولئك الأشخاص |
Jasper gittiğinde o kanalın önünde bir gözetleme ekibi olmasını istiyorum. | Open Subtitles | أريد فريق مراقبة خارج تلك المحطة (عندما يغادر (جاسبر |
Hayat dengemizi yargılamak için kullanacağımız zaman çerçevesini genişletmek gerek, ancak bu genişletme işini yaparken "Emekliliğimde, çocuklar evlenip gittiğinde, eşimden boşandığımda, elden ayaktan düştüğümde, hiç arkadaşım ya da ilgi alanım kalmadığında, yeterince zamanım olacak" tuzağına düşmemeliyiz. | TED | نحن بحاجة لتحديد الإطار الزمني والذي نستطيع به الحكم على التوازن في حياتنا , ولكننا بحاجة إلى إستئصالها من دون الوقوع في فخ من "سأستمتع بالحياة حينما أتقاعد , عندما يغادر أطفالي المنزل , عندما تنفصل مني زوجتي , صحتي تدهورت لم يتبقي لي أي مصالح أو الاصحاب |