Ancak o zaman yaşıtlarım en az onlar kadar orada olmayı hak ettiğimi görecekti. | TED | عندها فقط يدرك الأشخاص من حولي أني أستحق أن أكون في هذا المكان تماماً كما يستحقون هم. |
Ancak o zaman bilincini genişletebilir ve her türlü seviyede savaşabilir. | Open Subtitles | عندها فقط ستتمكن من توسيع أدراكك لتتمكن من القتال علي أي مستوي |
Ve Ancak o zaman genç olmanın mazeret teşkil etmeyeceğini ve o yaşta da doğruları bulabilmenin mümkün olduğunun farkına vardım. | Open Subtitles | عندها فقط أدركت أن الشباب ليس عذراً وأنّه كان من الممكن ادراك الحقيقة |
Sadece o zaman güvenlik önlemleri iptal edilebilir ve bilinç sistemi terk edebilir. | Open Subtitles | عندها فقط يمكن للضماناتَ أن تَكُونُ غير فعاله والوعي يكون مفصول عن النظامَ |
Sadece o zaman, istediğin intikamı alabilirsin. | Open Subtitles | عندها فقط ستحصل على انتقامك الذي تبحث عنه |
Ve Ancak o zaman genç olmanın mazeret teşkil etmeyeceğini, ve o yaşta da doğruları bulabilmenin mümkün olduğunun farkına vardım. | Open Subtitles | عندها فقط أدركت أن الشباب ليس عذراً وأنّه كان من الممكن ادراك الحقيقة |
Ancak o zaman Çinli askerleri, birkaç Japon denizcisini ve birkaç Japon işadamını buraya alıştırmaya başlayabilirsiniz. | Open Subtitles | و عندها فقط يمكنك أن تضيف بعض الجنود الصينيين و بعض التجار اليابانيين و ربما رجل أعمال أو رجلي أعمال يابانيين |
Bu korkunç döngüden işte Ancak o zaman kurtulabiliriz. | Open Subtitles | عندها فقط يمكننا أن نكون أحرار من هذه الدائرة الفظيعة |
Ancak o zaman Beyaz Kaltak'ı yenebilir ve kardeşinizi kurtarabilirsiniz. | Open Subtitles | عندها فقط يمكنك هزيمة العاهرة البيضاء وانقاذ اخاك |
Ancak o zaman anlaşmazlıklar son bulur. | Open Subtitles | عندها فقط سيكون . الخلاف الذي بيننا منته |
Ve halkımızın parasını yöneten bizlerden birisi işimizi nasıl yaptığımıza dair açık açık hesap verecek çünkü Ancak o zaman halk ve hükümetleri arasındaki güveni tekrar kurabiliriz. | Open Subtitles | وسوف يقومو بعملهم فى ضوء النهار لانه عندها فقط نستطيع ان نعيد الثقة بين الحكومة والشعب |
Ancak o zaman olmak istediğin kral olacaksın. | Open Subtitles | عندها فقط ستكون الأمر الذي تريد ان تكونه |
Ancak o zaman size sağlıklı olduğunuzu veya kanser olmadığınızı söyleyebiliriz. | Open Subtitles | عندها فقط سنكون قادرين على تحديد وضعك وبأنكِ بصحة جيدة و خالية من السرطان |
Bence Ancak o zaman, hayatın bir anlamı olup olmadığını anlayabiliriz. | Open Subtitles | عندها فقط, أظن إنه بإمكاننا, أن نكتشف إن كان يوجد معنى للحياة؟ |
Tanrısı onu tamamen terk ederse... Ancak o zaman açsın bunu. | Open Subtitles | إذا يهجر الله لها لها تماما، عندها فقط فهل فتحه. |
Sadece o zaman soğuk, acımasız ve mükemmel bir aile üyesi olarak yanında yer alabilirsin. | Open Subtitles | عندها فقط يمكنك أن تأخذ مكانك بجانبه، كجزء من عائلته الباردة و القاسية و المثالية |
Sadece o zaman ne yaptığımın farkına vardım. | Open Subtitles | عندها فقط ادركت ما حدث |
Sadece o zaman ruhları kurtulabilir. | Open Subtitles | عندها فقط تكون أرواحهم بأمان |
Sadece o zaman sizi Kızıl Boğa'nın inine götürecek tüneli bulacaksınız, hah ha. | Open Subtitles | عندها فقط سَتَجِدين النفقَ الذي سيُؤدّي إلى عرينِ (الثورِ الأحمرِ)ْ |
Karım, Sadece o zaman gerçekten kurtulacaktır. | Open Subtitles | عندها فقط ، سيتم إنقاذها حقاً |
Bu niçinlere cevap verebildiğinde işte o zaman onu tanırsın. | Open Subtitles | و عندما تجد هذه الإجابات عندها فقط ستعرفه |