Sadece Gerektiğinde çocuk odasına girme imkânın olacak ama tek başına değil. | Open Subtitles | لن يُسمح لكِ بدخول الحضانة إلا عند الضرورة ولن تدخلي وحدكِ أبداً |
Bu yüzden operasyonları Gerektiğinde gizli yapmaya ve çoğunlukla gizli kamera kullanmaya karar verdik. | TED | لهذا السبب قررنا العمل بـسرية عند الضرورة, واستخدام كاميرات في الغالب مخفية. |
Bu çip gerekli olduğunda seni yavaşlatacak. | Open Subtitles | هذه الشريحة ستساعدك لاتباع طريقة للخروج عند الضرورة |
Skandallar düzenleyip bunlardan faydalanıyor gerekli olduğunda suikast yapıyor. | Open Subtitles | إنه يرتب فضائح يستغل الميولات يقوم بعمليا اغتيال عند الضرورة |
Önceden İngiliz olmuştum. Gerekirse bir İngiliz kadar İngiliz olurum. | Open Subtitles | لقد كنت انجليزية من قبل سأكون انجليزية عند الضرورة |
Ne olur, ne olmaz. | Open Subtitles | عند الضرورة فحسب. |
Kendimi evlenene kadar saklayacağım, lazım olduğunda da güç kullanacağım. | Open Subtitles | أحمي نفسي حتى الزواج وسأستعمل القوة عند الضرورة. |
Neden böyle bir şey yapsınlar ki? Bizler Gerektiği zaman güç kullanırız. | Open Subtitles | لا نلجأ إلى القوة إلا عند الضرورة |
Yine de tanıdığım kızlar Gerektiğinde ateş etmeye hazırlar. | Open Subtitles | ومع ذلك، فمن أعرفهن من الفتيات على استعداد لإطلاق النار عند الضرورة |
Bu korkunç şeylerden birkaç tane var ve Gerektiğinde kullanmaktan çekinmeyiz. | Open Subtitles | نملك بحوزتنا عدداً من هذه الأسلحة الفظيعة.. ولن نتردد باستخدامها عند الضرورة |
Unutma, uslu ol ve sadece konuşman Gerektiğinde konuş. | Open Subtitles | تذكرى, كونى حريصة وتحدثى فقط عند الضرورة |
Mösyö Gerektiğinde beynin nelere alışabileceğini bilmiyor olsa gerek. | Open Subtitles | السيد يجب أن يدرك كيف يمكن للعقل أن يستوعب هذه الأمور عند الضرورة. |
İnfaz ediyoruz ve Gerektiğinde de etmeye devam edeceğiz. | Open Subtitles | لقد أعدَمنا،و سنستمر بالإعدام عند الضرورة |
Valium / Bayan Vera Dinkle Çok gerekli olduğunda iki tane alın. | Open Subtitles | ،(فاليوم، السيدة (فيرا دنكل تناولي حبتين عند الضرورة |
Ama onları sadece çok gerekli olduğunda kullanacaksın, değil mi Homie? | Open Subtitles | {\pos(190,210)} و لكنّك ستستخدم هذا فقط {\pos(190,210)} عند الضرورة المُطلقة، صحيح ؟ هومي) ؟ |
Önce dondur, sonra batır, Gerekirse de yok et. | Open Subtitles | لتُجمّده، فأقوم بوَخْزِه، ثم أقهره عند الضرورة |
Gerekirse kendi deneyimlerinize ve duygularınıza başvurabilirsiniz. | Open Subtitles | استخدموا خبراتكم ومشاعركم الخاصة عند الضرورة |
Oysa ben Gerekirse 11 bin adamımı feda ederim. | Open Subtitles | ولكنني أضحي ب11 ألفاً عند الضرورة |
Ne olur, ne olmaz. | Open Subtitles | عند الضرورة فحسب. |
Şimdi sadece lazım olduğunda lambayı kullanacağım. | Open Subtitles | ولا يمكنني إشعال المصباح إلا عند الضرورة فقط |
Gerektiği zaman sert olabilirim. | Open Subtitles | {\pos(192,210)} يمكنني أن أكون قاسياً عند الضرورة. |