Yahudi olduğumu duyunca beni bir havuz partisine çağırdın, ama vaftiz töreni çıktı. | Open Subtitles | عندما علمتي بأنني يهودية، دعوتني لحفلة عند المسبح والذي اتضح بأنه كان تعميداً. |
Saat 11'de havuz başında buluşmamız için ısrar etti. | Open Subtitles | كان مصرا على مقابلتى الساعة 11 عند المسبح |
Eşimle Havuzda margarita içerken, üstelik annemgil çocukları bir haftalığına almışken. | Open Subtitles | أتناول المارغريتا مع زوجتي عند المسبح وأجعل والدايّ يرافقان أبنائي لأسبوع |
Öyle bir yara iziyle Havuzda kadınlarla tanışmak hayal olur. | Open Subtitles | لن يكون هناك المزيد من اللقاءات مع النساء عند المسبح بندبة كهذه. |
Yarın saat 15'te, yüzme havuzunda. | Open Subtitles | اذاً,غداً الثالثه عصرا عند المسبح |
Benimkisini havuzun yanında unuttum. - Git al o zaman. | Open Subtitles | لقد تركت مفتاحي عند المسبح أحضرة لي |
Cep telefonunun pilini değiştirmen, havuzdaki kız otobüs ve... | Open Subtitles | تبديل بطارية الجوال, الفتاة التي عند المسبح, والباص ومارغو؟ |
Katirna kasırgası havuz partisi verdiğinizde bizi arayın. | Open Subtitles | اتصلي بنا عندما تقيمين حفلتك عند المسبح من أجل إعصار كاترينا |
Amaç, Bayan Cooper'ın sınıfından daha çok para toplayıp pizza ve havuz partisi yapma hakkını kazanmamız. | Open Subtitles | نجمع المزيد من المال لصف الأنسة كوبر لكي نحصل على البيتزا و حفلة عند المسبح |
havuz partisi zaten. Hamile mayomu giydim, tamamım. | Open Subtitles | أنها حفلة عند المسبح, ملابسي للسباحة تغطيني |
Dalai Lama'yı havuz partisi için tutmuşluğum var, düşünün artık. | Open Subtitles | ولقد عينت Dalai Lama لحفله عند المسبح شخص هادئ جدا: |
Yani bu tatlı hanımlarla havuz başında... takılıyor olabilirdik. | Open Subtitles | اقصد بإن يمكننا ان نكون عند المسبح نتعامل مع السيدات الجميلات |
Karımla Havuzda buluşmam gerekiyordu. | Open Subtitles | كان من المفترض أن أقابل زوجتي عند المسبح. |
Seninki Havuzda. | Open Subtitles | الرجل العجوز ظهر للتو عند المسبح |
Emily, Heather Lydia'nın Havuzda bulduğu çocuk... | Open Subtitles | وذلك الفتى الذي وجدته "ليديا" عند المسبح |
- Havuzda değildi. Yürüyüş yapıyordu. | Open Subtitles | لم يكن عند المسبح لقد كان يتمشى بالخارج |
Bizimle Havuzda buluşun çünkü bugün yeniden doğacaksınız. | Open Subtitles | لذا,قابلونا عند المسبح,لأن اليوم |
Marco yüzme havuzunda hayatımı kurtardı. | Open Subtitles | ماركو انقذ حياتي عند المسبح العام. |
Debbie belediye havuzunda rezil olmuş. | Open Subtitles | ديبي)، تمّت إهانتها) أمام الملأ عند المسبح العام |
Bir muhbirin söylediğine göre otelin havuzunda patronu Senatör Dean Kelton ile parti yapıyormuş. | Open Subtitles | وقال صاحب معلومة مجهول الهوية أنّه رآها هنا تحتفل عند المسبح الفندق مع رئيسها السيناتور (دين كيلتون). |
Hey, Randy, az önce, havuzun yanında cırcır böcekleri yiyen... bir peygamber devesi gördüm. | Open Subtitles | راندي). لقد رأيت سرعوفاً للتو) يأكل صرصوراً عند المسبح |
Aslında, havuzdaki millet asıl Lem orada olduğu için daha fazla riskteydi. | Open Subtitles | في الحقيقة، كان الرفاق الذين عند المسبح في خطر أكبر ببقائهم بجانب (ليم)، وليس العكس |