Polis raporlarında: hem otobüs istasyonunda hem de çocuk öldüğü zaman çevredeki insanlar havai fişek atıldığını duymuşlar. | Open Subtitles | قيل في تقارير الشرطة مرتين عند وفاة الصبي وفي محطة القطار الشهود قالوا بإنهم سمعوا صوت ألعاب نارية |
Balığım öldüğü zaman durmamız gerektiğini kalbimin derinliklerinde biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف في أعمق أعماقي أنه كان يجب أن نتوقف عند وفاة سمكتي الذهبية |
Ailen öldüğü zaman kalbinin ne kadar kırıldığını anlattılar. | Open Subtitles | لقد أخبروني كيف كان قلبك محطماً عند وفاة والديك |
İmparator öldüğü zaman o ailenin tüm fertleri tehlikede demektir. | Open Subtitles | أي عضو من العائلة الملكية يعد في خطر داهم عند وفاة الامبراطور |
Harry öldüğü zaman konuşacak birine ihtiyaç duymam neden ilginç geldi? | Open Subtitles | لمَ كانت رغبتي في محادثة شخص ما عند وفاة (هاري) غريبةً؟ |