Sen o kurabiyeyi ver ya, element keşfettim ben. | Open Subtitles | والآن هاتِ تلكَ الكعكة فأنا اكتشفتُ عنصرًا. |
Bir saniyede 1.000 mil hızla hareket eden hidrojen atomları birbirlerine çarpıyorlar ve füzyona giriyorlar yeni bir element yaratıyorlar. | Open Subtitles | بالانتقال بسرعة تناهز ألف كيلومتر في الثانية ...تنسحق ذرّات الهيدروجين معًا وتندمج فتصنع عنصرًا جديدًا... |
Sen Mantle Kardeşler destanına kafa karıştırıcı bir element katıyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تشكلين عنصرًا مربكًا في ملحمة الأخوة (مانتل) |
Takvim, kıymetli bir bileşenini yitirir. Kalan aylar matem tutmak için bir araya gelir. | Open Subtitles | *التقويم يفقد عنصرًا نفيسًا* *تجتمع الشهور الباقية على الحزنِ* |
Takvim, kıymetli bir bileşenini yitirir. Kalan aylar matem tutmak için bir araya gelir. | Open Subtitles | *التقويم يفقد عنصرًا نفيسًا* *الأشهر المتبقّية تجتمع على الحزنِ* |
"Takvim, kıymetli bir bileşenini yitirir." | Open Subtitles | التقويم يفقد عنصرًا نفيسًا |