Ben de burada insanlığı kurtarmak için yaptığın konuşmadan etkilenmiştim. | Open Subtitles | وأنا من تأثّرت بخطبتك عن إنقاذ العرق البشريّ |
Çoğu kraliyet mensubu yaptığını kabul etmez, tek bir adamın hayatını kurtarmak için hatasını telafi etmez. | Open Subtitles | ،معظم من ينتمي لعائلة مالكة لا يعترف بالخطأ .ناهيك عن إنقاذ حياة رجل لتصحيح الأمر |
O gece başka birini kurtarmak için asla güçsüz olmayacağıma dair söz verdiğim için bu zırhı icat etmiştim. | Open Subtitles | واخترعت الحلة لأني عاهدت نفسي ليلتئذٍ ألاّ أعجز عن إنقاذ أي شخص مرة أخرى |
Bizler hayat koruma işindeyiz, Yarbay Markinson. | Open Subtitles | نحن مشئولون عن إنقاذ الأرواح أيها المقدم (ماركينسون) |
Bizler hayat koruma işindeyiz, Matthew. | Open Subtitles | نحن مسئولون عن إنقاذ الأرواح يا (ماثيو) |
Sen neden bahsediyorsun? Kıçımızı kurtarmaktan bahsediyorum. Hayatlarımız değerli, Ellen. | Open Subtitles | أتكلم عن إنقاذ أرواحنا لدينا الكثير لنعيش من أجله "آلين" |
Evet, biz onun hayatını kurtarmak için gerekli konuşmayı yaptıktan hemen sonra. | Open Subtitles | نعم، بعد أن ننهي حديثنا عن إنقاذ حياتها |
Laurel'ı kurtarmak için elinden bir şey gelmiyor olabilir ama Kendra ve Carter'ı kullanabilirsin. | Open Subtitles | ربما تعجزين عن إنقاذ (لورل) لكن (كيندرا) و(كارتر)، ربما بوسعك إنقاذهم |
Hayatınızı kurtarmak için yapmadım. | Open Subtitles | لم تكن عن إنقاذ حياتك . |
Küçük bir yeri kurtarmaktan bahsediyorum. | Open Subtitles | أنا أتحدّث عن إنقاذ بلدة صغيرة. |
Hayatını kurtarmaktan bahsediyorum. | Open Subtitles | أتحدث عن إنقاذ حياته |