Buraya geldiğimiz zaman yapmak istediğimiz şeyler hakkında konuşarak tüm zamanını harcadın. | Open Subtitles | أمضيت معظم الوقت تتكلّم عن الأشياء التي ستفعلها عندما تصل إلى هنا |
Oğlumdan o mektubu aldığımda, bir günlük tutmaya başladım çocukluğumda ve hapiste yaşadığım şeyler hakkında ve bunun bana yaptığı da aklımı telafi etmek fikrine açtı. | TED | عندما حصلت على تلك الرسالة من ابني، بدأت في كتابة يوميات عن الأشياء التي مررت بها في طفولتي وفي السجن، وذلك قد فتح عقلي لفكرة الغفران. |
Şairlerin görmedikleri şeyler hakkında şiir yazmalarının ne kadar doğru olduğunu görelim bakalım. | Open Subtitles | فلنر هل صحيح أن هناك شعراء يمكن أن تتحدث عن الأشياء التي لم ترها |
Bu doğruysa, tanık olmadığın şeylere ne demeli? | Open Subtitles | لو كانت قصّتك صحيحة، فكيف عرفت عن الأشياء التي لم تحدث حولك ؟ |
İcat ettiğin şeylerle ilgili bazı başka soruları yanıtlamanı istiyorum. | Open Subtitles | أحتاج اجابتك على بعض الأسئلة الأخرى عن الأشياء التي اخترعتوها |
Konuşmak istemediğim şeyler hakkında konuşturmaya. | Open Subtitles | التحدث عن الأشياء التي لا أرغب الحديث عنها. |
...o da her şey hakkında açık olduğunu düşünür. Konuşmayı istemediğin şeyler hakkında sorular sormasını engeller. Bu doğru. | Open Subtitles | إنما يريدها أن تظنّ أنّه صريحٌ في كلّ شيء كي يمنعها من السؤال عن الأشياء التي لا يريد أن يتكلّم عنها هذا صحيح |
Sonra birlikte güzel bir akşam yemeği yer ve ben uzaklardayken gördüğüm şeyler hakkında konuşuruz. | Open Subtitles | ثم نتناول عشاءاً مدهشاً ونتحدث عن الأشياء التي فعلتها والأشياء التي رأيتها عندما كنت بعيداً |
Dün gece gördüğüm şeyler hakkında konuştuklarımızı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكر حديثنا ليلة أمسِ عن الأشياء التي لا أنفك أراها؟ |
Şu an olduğu gibi, nefret ettiğiniz şeyler hakkında konuşun. | Open Subtitles | تكلمي عن الأشياء التي تزعجكِ تماماً كما فعلتِ الآن |
Bazen gördüğün şeyler hakkında konuşamazsın. | Open Subtitles | أحيانًا لا تستطيع التحدث عن الأشياء التي تراها. |
Sadece anlayabildiğim şeyler hakkında konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أتحدّث فقط عن الأشياء التي أفهمها |
Fırında pişmiş etim olacak, ve seninle her zaman konuştuğumuz şeyler hakkında konuşabiliriz. | Open Subtitles | سأطهو لحمًا بالفرن ويمكننا الحديث عن الأشياء التي اعتدنا الحديث عنها... |
- Yaptığım şeyler hakkında hiçbir şey bilmiyorsun. | Open Subtitles | -لا، إنك لست ... -إنك لا تعرف أي شيءٍ عني عن الأشياء التي قمت بها |
Anlamadığın şeyler hakkında konuşma Bay Gecko. | Open Subtitles | لا تتحدث عن الأشياء التي (لا تفهمها، سيد (جيكو |
Onunla aldığın şeylere ne demeli peki? | Open Subtitles | لاتريدة؟ ماذا عن الأشياء التي إشتريتها بة |
İyi ama sana verdiği şeylere ne demeli? Fotoğraflar ve kasetler verdiğini söyledin. | Open Subtitles | ماذا عن الأشياء التي أعطاك إياها أنتقلتبأنهأعطاكصوراً... |
Kendimle ilgili konuşacağım, bunu nadiren yaparım, çünkü hakkında hiçbirşey bilmediğim şeylerle ilgili konuşmayı tercih ederim. | TED | سأتحدث عن نفسي وذلك أمرًا يحدث نادرًا أولا لأني أفضل الحديث عن الأشياء التي لا أعرف شيئا عنها |
Hakkında konuşamadığın şeylerle ilgili konuşmak istediğinden eminim. | Open Subtitles | إنّي واثقة أنك ترغب في الحديث عن الأشياء التي لا يمكنك الحديث عنها. |