Bunun merkezinde, sadece aile var. Bu suç veya Hapishane hakkında birşey değil. | Open Subtitles | أساس القصة هو العائلة، إنها لا تتحدث عن الجريمة ولا عن السجن |
Hapishane hakkında bir belgesel izlemiştim. Sen iyi olacaksın. | Open Subtitles | لقد شاهدت فيلماً وثائقي . عن السجن مرة ، ستكونين بخير |
Yeni çocuk, Hapishane hakkında sorular sorabilir mi? | Open Subtitles | هل يُمكن أن يسأل الزميل الجديد الحراس المُخضرَمين بعض الأسئلة عن السجن ؟ |
Evet, tabii ki. Hapishaneler hakkında bir roman yazıyorum. | Open Subtitles | نعم ، بالطبع إننى أكتب قصة عن السجن |
Sizin ve onun hayatını kurtaracağız, hapse girmemenizi sağlayacağız. | Open Subtitles | سوف ننقذ حياتِك، وحياته وسنبعدك عن السجن |
O topu yakalamasını sağlamak ve hapse girmesini engellemek için. | Open Subtitles | و لتبقيه بعيداً عن السجن حظاً موفقاً, أيتها الدكتورة |
- Mike'ı kodesten kurtarmamın tek yolu. | Open Subtitles | انها الطريقة الوحيدة لابقاء (مايك) بعيدا عن السجن |
Bunun sizi hapisten kurtaracak en iyi taktik olduğunu düşünüyorsanız. | Open Subtitles | هل تعتقد أن تلك أفضل وسيلة لإبعادك عن السجن |
Ne bileyim, Mike'ın kendini hapisten kurtarmak için kapanışı için çalışması ve senin ona yardım etmiyor oluşunla ilgili. | Open Subtitles | لا اعلم, ربما عن ان مايك يعمل على الختامية ليبقى نفسه بعيدا عن السجن |
Hapishane hakkında daha çok bilgiye ihtiyacımız var. İşe koyulmalıyız. | Open Subtitles | نحتاج إلى معلومات أكثر عن السجن إذن دعونا نجمع المعلومات عن السجن |
Gazete kesiklerinden fazla bir şey çıkaramıyoruz. Hapishane hakkında daha fazla bilgi lazım. | Open Subtitles | لن تفيدنا قصاصات الصحف بالكثير، نحتاج معلومات أكثر عن السجن |
Güneydeki Hapishane hakkında yazmaya devam edersen birini öldürüp burada, Iowa'da hapse gireceğim. | Open Subtitles | لو واصلتي الكتابة عن السجن في الجنوب سأقتل شخصاً ما وأدخل السجن هنا في أيوا |
Hapishane hakkında hiçbir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف شيئاً عن السجن |
Hapishane hakkında konuşmak istiyorsan, Marcel'ın yanına gidebilirsin. | Open Subtitles | ولكن إذا أردت التحدث عن السجن اجلس قرب (مارسيل) |
Sizin ve onun hayatını kurtaracağız, hapse girmemenizi sağlayacağız. | Open Subtitles | سوف ننقذ حياتِك، وحياته وسنبعدك عن السجن |
Onun şöhretini kurtardın ve hapse girmesine engel oldun. | Open Subtitles | لقد أنقذت سمعته و أبعدته عن السجن |
- Mike'ı kodesten kurtarmanın yolu falan yok. | Open Subtitles | استحالة ابقائه بعيدا عن السجن |
Okulda kal, çocuk orası sizi hapisten uzak tutar. | Open Subtitles | إلزم المدرسة يا بنيّ إنها تبقيك بعيداً عن السجن |
Ama kendini hapisten uzak tutacak her şeyi yapacaktır. | Open Subtitles | "يمكن أن يبعده عن السجن" |