"عن بعضها البعض" - Traduction Arabe en Turc

    • birbirinden
        
    • birbirlerinden
        
    Tüm bu galaksileri sürekli artan bir hızla birbirinden uzaklaştıran kuvvet neydi? TED ما هي القوة التي تسوق كل المجرات للذهاب بعيداً بسرعة عن بعضها البعض بطريقة متسارعة
    Ve bu hücreler tamamen aynı olabileceği gibi asimetrik hücre bölünmesiyle birbirinden farklı da olabilir. TED وهذه الخلايا إما أن تكون متطابقة، أو أن تكون متميزة عن بعضها البعض من خلال انقسام خلية غير تماثلي.
    birbirinden çok uzak olmayan mobilyaların etrafında yürüyebileceğim yerlere yürüdüm. TED حتى استطعت الحركة وحدي بعد الإمساك بأثاثات المنزل بشرط أن لا تكون متباعدة عن بعضها البعض.
    Ve tıpkı balonun üstüne bir resim çizmişiz de onu şişiriyormuşuz gibi, resim hâlâ aynı resim ama mürekkep tanecikleri birbirlerinden uzaklaşmış hâlde; TED ومثل رسم صورة على بالون، ومن ثم نفخ البالون، فإن الصورة هي نفسها ، ولكن جسيمات الحبر قد تحركت بعيدا عن بعضها البعض.
    Bu sebeple, insanlar veya makineler için metalleri birbirlerinden ve diğer maddelerden ayırmak çok kolaydır. TED ولذلك كان من السهل جداً للإنسان أو الآلات أن يقوموا بفصل هذه المعادن عن بعضها البعض وعن المواد الأخرى
    Mahkûmların oraya girmesi ve cesetleri birbirinden ayırması gerekiyordu. Open Subtitles ثم تقدم العاملون بالسجن للداخل ليفصلوا الجثث عن بعضها البعض
    İstasyonların birbirinden ne kadar uzaklıkta olduklarını değil nasıl bağlandıklarını dikkate alıyorsun. Open Subtitles فأنت لست مهتماً كم تبعد المحطات عن بعضها البعض
    Cisimlerin birbirinden uzaklaşmasına neden oluyor ve Evren'in artan bir hızla genişlemesine katkıda bulunuyor. Open Subtitles فهي تسبب في دفع الأشياء بعيدا عن بعضها البعض وتساهم في تمدد الكون وبوتيرة متسارعة
    Duvarın dışına doğru çıkan bu tuzlar, taşları birbirinden uzağa doğru iterler. Open Subtitles حتى يصعدوا إلى جانب الحائط، وهم في الحقيقة سيدفعون الحجارة عن بعضها البعض.
    birbirinden bu kadar farklıyken birbirlerine bu kadar bağımlı olmaları. Open Subtitles مختلفة عن بعضها البعض وتتطفل على بعضها البعض
    Çocuklar ejderhalarınızı birbirinden uzaklaştırın. Open Subtitles رفاق، ابعدو تنينكما بعيدا عن بعضها البعض
    Bu paraların aynı olay içerisinde yaratılmış daha sonra birbirinden ayrı düşmüş iki elektron olduğunu düşünün. Open Subtitles تخيل هذه القطع النقدية هي إلكترونين التي تم إنشاؤها من نفس الحدث و ثم انتقلت بعيدا عن بعضها البعض.
    - Tek yapmamız gereken, Agrippa ve Caligula'yı birbirinden uzak tutmak için üstümüze düşeni yapmak. Open Subtitles كل ما علينا القيام به أن نلعب بدورنا في حفظ أغريباس وكاليجولا بعيدا ً عن بعضها البعض
    Evrenimizin genişlediğini ilk fark eden kişi Edwin Hubble'dı. Galaksilerin gittikçe birbirinden uzaklaştığını fark etmişti. TED كان إدوين هابل أول من لاحظ أن الكون يتوسع من خلال ملاحظة أن المجرات تبدو وكأنها تطير متباعدة عن بعضها البعض أكثر فأكثر.
    James Madison şöyle yazdı: "Anayasamızda ve aslında herhangi bir özgür anayasada daha kutsal olan bir prensip varsa, o da yasama, yürütme ve yargı güçlerini birbirinden ayıran prensiptir." TED كتب جايمس ماديسون، "إن كان هناك من مبدأ أكثر قدسية في دستورنا، بل في أي دستور حر، دون غيره، فهو ذلك الذي يفصل السلطات التشريعية والتنفيذية والقضائية عن بعضها البعض."
    Bu ülkeler birbirinden çok farklı, nasıl Avrupa'dan bahsederken tek bir yerden bahsetmiyorsak, onlar da ayrı ayrı tanımlanmayı hak ediyorlar. TED ان الدول مختلفة كثيراً عن بعضها البعض ومن المجحف ان يتم النظر اليها بمنظار وحيد فنحن لا نتحدث عن اوروبا وكأنها مكان واحد
    Okullar gittikçe büyüyor ve böylece, birbirlerinden gittikçe uzaklaşıyorlar. TED المدارس أصحبت أكبر، ولذلك فهي بعيدة عن بعضها البعض.
    Tüm bu değişik müdahalelere sahibiz. Ama bunların etkileri de birbirlerinden farklıdır. TED كل هذه هي طرق للتدخل . و لكن فاعليتهم مختلفة عن بعضها البعض.
    Daha önce bildiğimiz herhangi bir şeyden, bizim çam ağacından farklı olduğumuz kadar birbirlerinden farklılar. TED إنها مختلفة عن بعضها البعض كما هي مختلفة عن أي شيء عرفناه من قبل كما نحن مختلفون عن أشجار الصنوبر.
    Galaksilerin hizla birbirlerinden uzaklastiklari kesfedildi. Open Subtitles ووجدوا أن المجرات تحلق بعيداً عن بعضها البعض.
    Doğru yerde birbirlerinden doğru mesafelerde tümü doğru türde bir yıldızın yörüngesinde olan. Open Subtitles في المكان الصحيح وفي الأبعاد المناسبة عن بعضها البعض وكلها تدور حول نجم ذو نوع مناسب

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus