Ama bugün bu üç görsel olmayan kullanıcı arayüzü hakkında konuşacağım. | TED | ولكن اليوم سنقوم بالحديث عن ثلاثة من واجهات المستخدم غير المرئية. |
Sırf bu maymun türünde olduğunu bildiğimiz en az üç virüs türü var. | TED | هناك ما لا يقل عن ثلاثة فيروسات تعلم بوجودها في هذا القرد بالتحديد. |
Kodun geri kalanını burada vermeyecegiz, sadece üç özlü sözü vereceğiz. | TED | لذا لن نفصح عن بقية الشفرة ولكننا سنفصح عن ثلاثة اقتباسات. |
Hayatımda değer verdiğim yegane insanlar olan üç arkadaşımla benim öyküm. | Open Subtitles | هذه هى قصتى والتى عبارة عن ثلاثة أصدقاء حقيقيين فى حياتى |
Halka açık alanlarda üç kişiden daha fazla adam toplanamayacaktır. | Open Subtitles | المجموعة التي تزيد عن ثلاثة رجال لا يجب أن تحتشد في الأماكن العامة |
Ama dedemin dedesinin, gizemli güçlerle doğmuş üç keşişle ilgili hikayesini hatırladım. | Open Subtitles | ولكنني تذكرت قصة جدي جدي عن ثلاثة رهبان كانوا يملكون قوى روحية |
Yaptırdığın tıbbi testlerde Rambaldi'nin bahsettiği üç fiziksel özelliğin sende olduğu çıktı. | Open Subtitles | الاختبارات الطبيه التى أجريتها كانت للبحث عن ثلاثة عيوب جسديه حددها رمبالدى |
Peki, kendin hakkında üç şey söyle ve bunlardan birisi yalan olsun. | Open Subtitles | حسنا اخبريني عن ثلاثة اشياء عن حياتك واجعلي واحدا منها غير صحيح |
O adam üç kişilikti. Bu işten çok nefret ediyorum. | Open Subtitles | ذلك الضخم كان عن ثلاثة أنا أكره هذا العمل كثيراً |
O adam üç kişilikti. Bu işten çok nefret ediyorum. | Open Subtitles | ذلك الضخم كان عن ثلاثة أنا أكره هذا العمل كثيراً |
O gün kendimle ilgili öğrendiğim üç şeyi sizinle paylaşmak istiyorum şimdi. | TED | أريد أن أخبركم عن ثلاثة أشياء التي تعلمتها عن نفسي في ذلك اليوم. |
Size üç kişiden bahsedeceğim : Vannevar Bush, Doug Engelbart ve Tim Berners-Lee. | TED | وسوف اقتبس عن ثلاثة أشخاص: "فانيفار بوش" و "دوغ إنغيلبارت" و "تيم بيرنرز-لي" |
Tüketimi azaltmaya yardımcı olabilecek üç büyük koldan konuşalım. | TED | لذا دعونا نتحدث عن ثلاثة مُحسنات كبيرة التي في الواقع تساعد في ناحية الإستهلاك |
Bugün, aktivizmin içe kapanık insanlara ihtiyacı olduğuna dair üç noktadan bahsedeceğim. | TED | واليوم، أريد أن أتحدث فقط عن ثلاثة أسباب، أعتقد أنها تجعل النشاطات بحاجة إلى الإنطوائيين. |
Ve şimdi pek çok insanın hayatını değiştirebilecek üç yeni icat hakkında kısaca konuşmak istiyorum. | TED | وأود التحدث باختصار شديد عن ثلاثة اختراعات جديدة التي ستغير حياة الكثير من الناس |
Şimdi, kullandığımız üç sesten bahsedeceğim, "maske" adını verdiğim model üzerinden. | TED | لذا فإنني سأتحدث عن ثلاثة أصوات يمتلكها معظمنا، من خلال ما أدعوه بالقناع. |
Sıradaki artist hakkında hile yapıyor sayılırım çünkü Raqs Media Collective beraber . çalışan üç sanatçıdan oluşmaktadır. | TED | أنا قد تحايلت نوعاً ما فيما يتلق بالفنان التالي لأن راغس ميديا كليكتيف هم في الواقع عبارة عن ثلاثة فنانين يعملون معاً. |
üç hafta sonraki akşama ve aradaki akşamlara ne dersin? | Open Subtitles | حسناً ، ماذا عن ثلاثة أسابيع من الليلة ؟ |
üç yıl, üç yıl... Felaket olacak. | Open Subtitles | تحدث عن ثلاثة أعوام قادمة وهذه مصيبة لنا |
Halka açık alanlarda | Open Subtitles | المجموعة التي تزيد عن ثلاثة رجال |