ES: Her şeyden önce haklarını bir kenara bırakıyorsun. | TED | إد: حسنًا أول شيء هو أنك تتنازل عن حقوقك. |
Sen ihanet ettiğinde o haklarını kaybettin. | Open Subtitles | تخلّيت عن حقوقك المدنية عندما إرتكبت خيانة. |
sen haklarını istemiyorsun sadece yardım istiyorsun haklarını istiyorsan mahkemelere git | Open Subtitles | أنت لا تسأل عن حقوقك ، أنت تطلب معونات فقط إذا أردت حقوقك ، إذهب إلى المحاكم |
Evet. Artık sana haklarını söylediğime göre 19 Nisan 1989 gecesi Central Park'ta neler yaşandığı konusunda gerçeği bana anlatmak ister misin? | Open Subtitles | بعد أن أخبرتك عن حقوقك هل ترغب في إخباري بالحقيقة عن ما حدث في المنتزه المركزي ليلة 19 إبريل 1989؟ |
Hastalarınızın haklarını çiğneyince, kendi haklarınızdan feragat ettiniz. | Open Subtitles | لقد تخليت عن حقوقك " منذ أن تعرضت لمرضاك سيد " آشفورد |
Nasa'nın ana bilgisayarına girip gizli bilgileri çaldığından beri o haklarını kaybettin. | Open Subtitles | اليوم الذي اخترقت فيه حاسوب الناسا وحمّلت منه معلومات سرية... إنه اليوم الذي تخليت فيه عن حقوقك. |
Bu belgeyi imzala, Rusty üzerindeki ebeveynlik haklarını devret. | Open Subtitles | وقع هذه الأوراق "وتنازل عن حقوقك الأبوية تجاه "رستى |
- d Kalk d d Ayağa kalk d d haklarını savun d d Kalk, ayağa kalk d d haklarını savun d | Open Subtitles | إنهض دافع عن حقوقك إستيقظ وانهض |
Bu haksızlık. Kleinman, kendi haklarını savunsana! | Open Subtitles | ذلك ليس عدلاً، ( كلينمان) دافع عن حقوقك! |
Babalık haklarını vermiş olursunuz. | Open Subtitles | ستستغني عن حقوقك كأب... |