"عن طيب خاطر" - Traduction Arabe en Turc

    • gönüllü olarak
        
    • kendi isteğiyle
        
    • tembeldi
        
    • isteyerek
        
    • seve seve
        
    • kendi isteğinle
        
    Endişelenmeyin, çünkü bu işi gönüllü olarak aldılar. Open Subtitles لا تقلق لأنهما قبلا بهذه المهمة عن طيب خاطر
    Biliyorsunuz... sizinle gönüllü olarak... avukatım olmadan konuşuyorum. Open Subtitles كما تعلمان ، أنا أتحدّث إليكما عن طيب خاطر بدون حضور محامٍ
    Hukuk departmanına göre, Phil'in kendi isteğiyle girdiği haznede neler olduğunu bilmiyormuşuz. Open Subtitles القسم القانوني يقول بأننا لا نعرف بالتأكيد بأنه دخل تلك الغرفة عن طيب خاطر
    Yani birileri kendi isteğiyle ayrılana kadar kurulda sana yer yok ve Nolcorp anlaşması en alt sınırımızı %30'a yükseltince bunun yakın zamanda olacağını sanmıyorum. Open Subtitles المقصود هو أنه مالك مكان بالمجلس إلا إذا تخلى شخص عن طيب خاطر وما اظن بيصير كذا في الوقت الحالي
    İmar ve İskân Bakanlığı'ndaki memurlar tembeldi Open Subtitles لأكون واضحة، أمور الموظفين في وزارة الإسكان والتنمية الحضرية كانت عن طيب خاطر
    Bu adamlar dünyayı tekrar şekillendirmeme yardımcı oldular ve bunu isteyerek yaptılar. Open Subtitles هؤلاء الرجال ساعدوني بتغيير العالم , وهو يفعلون ذلك عن طيب خاطر
    Sizi hayal edilmesi imkansız, seve seve kendi canınıza... kıyacağınız bir acıya sürüklüyor. Open Subtitles إنه يجعلك تقاسين آلاماً لا يمكن تخيلها، مما يدفعك للإنتحار عن طيب خاطر.
    Tanrı'ya edilmiş bir bekaret yeminine sırt çevirmek ve zina çukurunda kıvranmak, şeytanı, cehennem ağzına kadar, kendi isteğinle takip etmek demektir. Open Subtitles حيث يعد نكثا لوعد قطعه للرب وسقوط في حفرة الزنا واتباع للشيطان عن طيب خاطر الى فوهة الجحيم
    Gerçekten de gönüllü olarak odalığım olmayı seçeceğine inanırım mı sandın? Open Subtitles هل تظنين حقاً بأنني سأصدق بأنَكِ أصبحتِ خليلتي عن طيب خاطر ؟
    Teklifimizi anlayıp, gönüllü olarak gelmeni umuyorduk. Open Subtitles كنت آمل أن تأتي عن طيب خاطر, هذا ما عليك أن تفهمه كم علينا أن نقدم.
    Birisi gönüllü olarak ayrılmadığı sürece kurulda sana yer yok bunun da yakın zaman olacağını sanmıyorum. Open Subtitles ليس هناك مكان لك في المجلس إلا إذا تخلى شخص عن طيب خاطر وأنا لا أرى حدوث هذا في أي وقت قريب
    Doğru, ancak sıcak bölgeye kimin gönüllü olarak gireceği yönünde bir anket yapsan kaç tane polis içeri girmek ister? Open Subtitles صحيح, على الرغم من أنني أتساءل عما إذا كنت أخذت استطلاع للرأي تسألهُم عن طيب خاطر من سيتطوّع للدخُول إلى المنطقَة الخطرة لترى كم من الأشخَاص المُتحمسين الذي ستجدهُم.
    Kurbanın ilacı kendi isteğiyle aldığını sanmıyorum. Galiba bunu ona biri yaptı. Open Subtitles حسناً, لا أعتقد أن القتيل أخذ المسكنات عن طيب خاطر
    Ama dikkatli olmalısın. kendi isteğiyle gelmez. Open Subtitles ولكنك يجب ان يكون حذرا، انها لن تأتي عن طيب خاطر.
    Oraya kendi isteğiyle gittiğine göre erkeğin ona uygunsuz bir şekilde dokunmasına izin çıkmıştır. Open Subtitles وطالما قد ذهبت هناك عن طيب خاطر فهي بذلك قد أعطت مجالاً لفرصة لمسها
    İmar ve İskân Bakanlığı'ndaki memurlar tembeldi Open Subtitles لأكون واضحة، أمور الموظفين في وزارة الإسكان والتنمية الحضرية كانت عن طيب خاطر
    hayatınızda ne zaman mecbur olmadığınız halde devlete isteyerek para verdiniz? TED فآخر شيء في حياتكم ترغبون به هو إعطاء الحكومة أموالكم عن طيب خاطر بينما لستم مضطرين لذلك؟
    O yüzden iksiri isteyerek almaz. Open Subtitles ديات لا تتكلم معي لذا فهي لن تاخذ العقار عن طيب خاطر
    Açlıktan ölmektense, bu yolculuğun parasını seve seve vermeye razıydılar. Open Subtitles هرباً من المجاعة، كانوا يدفعون مالاً عن طيب خاطر مقابل رحلة القطار
    Ne buyurursanız seve seve yapacağım. Open Subtitles وأيًا كان ما تأمرون به سأنفذه عن طيب خاطر
    Hem de kendi isteğinle. Open Subtitles بإعطائكِ هذه الدولارات الخارقة وستخبريني بها، عن طيب خاطر

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus