| Beraber nice fırtına atlattık nice garip, parıltılı limana demir attık. | Open Subtitles | تجاوزنا عواصف عديدة معاً، و شاهدنا الكثير مِن الشواطئ الغريبة البرّاقة. |
| Şiddetli fırtına ve sellere uyum sağlamak ile başlayarak üç grup örneği paylaşmak istiyorum. | TED | أود أن أطلعكم على ثلاث امثلة، بدئاً بالتأقلم مع عواصف شديدة وفيضانات. |
| Atmosferdeki statik boşalmalar her yerde büyük statik fırtınalar meydana getirecek. | Open Subtitles | تفريغ الشحنات الاستاتيكيه في الجوّ سيخلق عواصف خارقة بها مئات من البرق و الرعد فى الميل المربع |
| Ben bir çocukken, evimizi sallayan fırtınalar olurdu. | Open Subtitles | عندما كنت صغيرًا كانت عواصف تهبّ فتهزّ المنزل |
| Her seferinde gökyüzünü haftalar hatta aylarca karartan toz fırtınaları olur. | Open Subtitles | هناك عواصف رملية يمكنها إظلام السّماء مره واحدة لأسابيع وحتى لشهور |
| bölgede yer yer yıldırım düşmeleri ve şiddetli rüzgâr fırtınaları çıkması bekleniyor. | Open Subtitles | لذلك من المتوقع عواصف رعدية عنيفة و قاسية ربما ستحدث بعد قليل |
| Bugün Kolombiya 'yı vuran ve meteorologları şaşırtan kasırga ve fırtına yüzünden önümüzdeki 5 yılın kahve mahsulü yok olma tehdidi altında. | Open Subtitles | إحتارت أجهزة الأرصدة الجوية فى الإعصار و عواصف الأمطار الغزيرة التى هاجمت كولومبيا ظهيرة اليوم |
| Muhtemelen bu akşamki fırtına yüzünden. hava elektrik yüklüydü. | Open Subtitles | من المحتمل أن تلك عواصف كهربائية، الهواء مشحون |
| Fırtınalardı diyor. Üç fırtına. | Open Subtitles | إنه يقول بأنهم كانوا العواصف الثلاث عواصف |
| fırtına veya yağmur farketmez. Albatros Havayolları hizmetinizdedir. | Open Subtitles | عواصف أو لا عواصف خطوط الباتروس الجويه تحت أمرك |
| Güneydoğudan esen şiddetli fırtına dün gece Florida koyundaki oşinografi şamandıralarında hasara neden oldu. | Open Subtitles | عاصفة مفاجئة في الجنوب الشرقي الليلة الماضية كان هناك عواصف رعدية شديدة تسببت في أضرار للسفن الموجودة في مضيق فلوريدا |
| Bazıları diğerlerinden çok daha fazla güçlü fırtınalar üretir. | Open Subtitles | فالبعض منها ينتج عواصف قوية أكثر من الأخرى |
| Buz evi seraya dönüştükçe şiddetli fırtınalar gezegeni dövdükçe dövdü. | Open Subtitles | دكّت عواصف وحشية الكوكب... كما أصبح منزل الثلج منزل دِفىء. |
| Su buharlaşır ve büyük fırtınalar , dönen girdapları oluşturur Bazen boyutu 800 km genişliğinde bile olabilir. | Open Subtitles | يتبخر الماء مكوناً عواصف رعدية هائلة تكبر الدوامة الدائرية في بعض الأحيان إلي 800 كم عرضاً |
| Güçlü El Niño, kış fırtınalarına sebep oldu ve fırtınalar, Alaska Körfezine ve California'nın doğusuna doğru hareket etmeye başladı. | Open Subtitles | الموج نينو الناجم عن عواصف الشتاء موجود الآن في خليج آلاسكا ويتقدم شرقاً باتجاه كاليفورنيا |
| U.V. fırtınaları sırasında U.V. göstergesi burada 43'e ulaşır. | TED | وخلال عواصف الأشعة فوق البنفسجية هناك، يصل مؤشر الأشعة فوق البنفسجية 43. |
| Sığır ölümleri, sıcaklık dalgalanmaları, elektrik fırtınaları. | Open Subtitles | , موت المواشي , تقلبات حرارية عواصف كهربائية |
| Kıtlık, elektrik fırtınaları gibi şeyleri yani. | Open Subtitles | ، أتعلمان ، مثل فساد المحاصيل عواصف رعدية |
| Merkezin haberlerine göre Stapleton Havaalanına yalnızca bir kaç iniş mümkünmüş ve fırtınanın gidişine bakılırsa sanırım havaalanı yakında kapanacak. | Open Subtitles | وقد سمعنا من أخبار الأقسام أن بعض الرحلات الجويه القليله قد هبطت فى مطار ستابلتون ومع وجود عواصف مثل هذه |
| Donmuş denizin üzerinde durup Antarktika fırtınalarına dayanıyorlar. | Open Subtitles | يقفون على البحر المتجمد ويتحملون كامل قوة عواصف القارة القطبية الجنوبية |
| Bizi izlemeye yeni başladıysanız, üç güçlü köpsırga fırtınası Birleşik Devletleri kasıp kavuruyor. | Open Subtitles | حسنا، إذا كنت مجرد الانضمام إلينا، ثلاث عواصف قوية لقد اجتاح الولايات المتحدة. |
| Haftalardır gök gürültüsü bile olmadı. | Open Subtitles | . ولم تكن هنالك اي عواصف رعدية منذ اسابيع |
| Kış fırtınalarının öfkesinden evvel, sürüklendiğinde, denizdeki başıboş buz kütleleri, kıyıya sabit buz kütleleriyle çarpışıyor; | Open Subtitles | منقادةً بفعل غضب عواصف الشتاء، تصطدم الأطواف الجليدية في البحر بالحواف الجليدية الثابتة على الشاطئ |