Beni gezdirmeyi teklif edince başka bir amacın olduğundan şüphelenmiştim zaten. | Open Subtitles | عندما عَرضتَ أَخْذي فى الجولةِ، شَككتُ بأنّك كَانَ عِنْدَكَ دافعُ |
Ama bunu üyelerden birinin radyo sahibi olduğunu duyduktan sonra teklif ettiğinin farkındayım. | Open Subtitles | أنا لاحظتُك عَرضتَ فقط بعد أن إكتشفَ نادينا يَتضمّنُ a مالك غني الذي يُمْكِنُ أَنْ يَعطيك a شغل. |
Beni kendi düğünümden kurtarmayı teklif etmiştin. | Open Subtitles | عَرضتَ إنْقاذي مِنْ زفاف ملكِي. |
Bana içki teklif ettiğinde. | Open Subtitles | عندما عَرضتَ ني الشراب. |
- teklif etti. | Open Subtitles | -لقد عَرضتَ ذلك . |