"عَرفَ" - Traduction Arabe en Turc

    • biliyordu
        
    • biliyormuş
        
    • biliyordum
        
    • bilen
        
    • bilinen
        
    • bildiğini
        
    • bildiği
        
    • bilirdi
        
    • tanıyordu
        
    • bilmiyordu
        
    Belki de o erkeklerin onun için doğru kişiler olmadığını biliyordu. Open Subtitles حَسناً، هو كما محتمل بأنّها عَرفَ أولئك الرجالِ كَانوا خاطئون لها.
    Herkes Sheryl'ın eşarbının her zaman bir şeylere sıkıştığını biliyordu. Open Subtitles عَرفَ كُلّ شخصُ شيريل كَانتْ دائماً يَمْسكُ وشاحُها على الشيءِ.
    Dünya Ticaret Merkezine nasıl çarptığını gördükten sonra ne yapacağını biliyordu: Open Subtitles طائراتِ يَتحطّمُ إلى مركز التجارة العالمي في نيويورك، عَرفَ ما العمل.
    Asansörde kamera olduğunu ama koridorda ve servis alanında olmadığını biliyormuş. Open Subtitles عَرفَ كان هناك آلاتَ تصوير في المصاعدِ، لكن لَيسَ في المداخلِ أَو منطقةِ الخدمة.
    Doğrusu genç öleceğimi hep biliyordum. Open Subtitles أنا دائماً نوع عَرفَ أنا كُنْتُ سأَمُوتُ صغير.
    Şüpheli de bunu biliyordu çünkü onu diğerlerinden daha çok izledi. Open Subtitles وهو عَرفَ بأنّ لأن صَرفَ وقت أكثر الذي يُراقبُها مِنْ الآخرين.
    Yalnızca çıktılar sayesinde, Jacqueline'in bir kadın olarak kendisini serbestçe "O"'ya vermekten memnun olacağını biliyordu. Open Subtitles فقط من خلال الصور عَرفَ جاكلين احبت النشوة وستعطي نفسها بحرية ل أو كما لو كَانتْ إمرأة
    Bu civardaki arazinin değerleneceğini biliyordu. Open Subtitles عَرفَ الملكيةَ على طول طريق رايلينك سَتَكُونُ ثمينةَ جداً.
    Çünkü Barton'ın onu artık sevmediğini biliyordu. Open Subtitles لأن عَرفَ الذي بارتن هو ما كَانَ يَحبُّه.
    Başının şirketle belaya gireceğini biliyordu ve bunu ayarladı. Open Subtitles عَرفَ كراتَه المتعلّقة بالشركاتَ كَانتْ ذاهِبةً إليه يَكُونُ في رافعة وهو وَضعَ هذا الشيءِ فوق.
    Yaşlı adam onun gerçek eşi olmadığını biliyordu. Open Subtitles عَرفَ الرجل العجوزُ تلك لَيستْ زوجتَه الحقيقيةَ.
    Başına gelen onca şeyden sonra, artık eskisinden farklı bir insan olduğunu biliyordu. Open Subtitles كان هناك أشياءَ تلك التى حَدثتَ إليه وهو عَرفَ ذلك أنه ما كَانَ نفس الشخصِ
    Belki de bir çıkış yolu bulacak kadar iyi biliyordu. Open Subtitles لَرُبَّمَا عَرفَ بما فيه الكفاية لإبقاءه هنا
    Dediğine göre, o zaman kaderimizin ortak olduğunu biliyormuş. Open Subtitles قالَ هو عَرفَ بأنّنا قُدّرنَا لِكي يَكُونَ سوية.
    O ve ortağı bir şeyler yapmaları gerektiğini biliyormuş. - Ortağı da kimmiş? Open Subtitles هو وشريكه عَرفَ هم كان لا بُدَّ أنْ يَعملونَ شيءُ.
    Başından beri, Eurisko'nun büyüyeceğini biliyordum. Open Subtitles مِنْ البدايةِ، l عَرفَ Eurisko يَتوسّعُ عملياً،
    Aslında yeteri kadar sesimi çıkarırsam birinin beni duyacağını biliyordum. Open Subtitles حَسناً , l عَرفَ ذلك إذا l عالي صَارِخ ولمدة طويلة بما فيه الكفاية بأنَّ شخص ما يَستمعُ.
    Her kim yaptıysa, onun programını ve depoya nasıl çekebileceğini bilen birisiydi. Open Subtitles مَنْ عَرفَ جدولَها وكَيفَ تَغريها إلى حوضِ سفن التحميل.
    Bizler markaları, işleri ve isimleri bilinen kişileriz. Open Subtitles نحن عَرفَ سلعةً، بشكل محترف وشخصياً.
    Hangi odada kaldığını Isaac Proctor'un nasıl bildiğini sordu. Open Subtitles تَقُولُ هكذا هي الذي مراقب إسحاق عَرفَ بالضبط الذي كَانَ غرفتَكَ في البيتِ.
    Ve George Sr. Michael'ın organize ettiğini bildiği sahte "adam kaçırmayı" bekliyordu. Open Subtitles وجورج الأب. إنتظرَ الإختِطاف المزيفُ الذي عَرفَ مايكل نظّمَ.
    Lobide çok uzun süre piyano çaldım ama General Schwarzkop'un müzikal parçalarını seveceğini kim bilirdi? Open Subtitles لَعبتُ البيانو طويلَ جداً، لكن الذي عَرفَ الجنرالَ شوارتسكوف ألحان المعرضِ المحبوبةِ؟ حَسَناً.
    Sanıyorum adamı tanıyordu. Open Subtitles هَلْ تَكلّمتَ معه؟ لأن , uh، أعتقد عَرفَ الرجلَ
    Ama bu konuyu bizden başka kimse bilmiyordu. Open Subtitles لكن لا أحد غير عَرفَ حول هذا ماعداي وأنت.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus