Bir şansı daha hak etmek için inanılmaz çalıştım. Orada sadece siyah ve beyaz. | Open Subtitles | عَملتُ بجدّ لإثْبات أنا أَستحقُّ آخراً فرصة هناك الأسودِ والأبيضِ |
Ben sadece analiz çalıştım. | Open Subtitles | و عَملتُ حساب التفاضل والتكاملَ بشكل رئيسي. |
Aptalca bir şey yaptığımı biliyorum İzin ver de açıklayayım. | Open Subtitles | أُدركُ بأنّني عَملتُ شيءاً الأحمق بالأحرى. فقط تَركَني أُوضّحُ. |
yaptığım şey beni biraz sarsmıştı ama sonra Frasier'a geldiğimde kendimi topladım. | Open Subtitles | أنا هُزِزتُ مِن قِبل الذي عَملتُ. لَكنِّي أعددتُ نفسي بينما وَصلتُ إلى فرايزر. |
Çocuk çok iyi. Bugüne kadar çalıştığım herkes kadar iyi. | Open Subtitles | إنّ الرجلَ جيدُ، جيّد كأي شخص أنا أَبَداً عَملتُ مَع. |
Orada çalışan bir kaç öğretmenle çalışmıştım. | Open Subtitles | عَملتُ مَع بَعْض الناسِ الذين يعملون للتَعليم هناك. |
Senin için yaptıklarımdan sonra çekip gidebileceğini mi sandın? | Open Subtitles | تَعتقدُ بأنّك يُمْكِنُ أَنْ فقط تَمْشي على خارج بعد كل عَملتُ لَك؟ |
Baba, veda konuşmacısı olmak için gerçekten çok çalıştım. | Open Subtitles | بابا، أنا عَملتُ بجدّ حقاً لِكي اكونَ طالبه متفوّقهَ. |
Bak, onlar için baya çalıştım. | Open Subtitles | تَعْرفُ، يَرونَ بأنّني عَملتُ بَعْض الوقتِ. |
Babanın bana yaptığı çirkinliklerin hiçbirinin içimize girmemesi ve bizi lekelememesi için ailemin etrafına duvar örebilmek için çok çalıştım. | Open Subtitles | عَملتُ بجدّ لبِناء الحيطانِ حول عائلتِي لكي لا شيئ من ذاك قُبح بأنَّ أبوكَ عَمِلَ لي يَدْخلُ أبداً ويُلطّخُنا. |
Rodeo'da çalıştım bir süre. Boğadan sıkılana kadar tabi. | Open Subtitles | عَملتُ في مسابقة رعاة البقرِ لفتره، إلى أنْ أتَعبتُ كُلّ الثوره. |
Aynı şirketler zincirinin parçası olan bir otelde çalıştım. | Open Subtitles | عَملتُ في فندق كَانَ ذلك جزءَاً من نفس السلسلةِ |
Burada 4,5 yıl çalıştım. | Open Subtitles | عَملتُ هنا أربعة و نِصْف سنوات. |
Nastusya bunu benim yaptığımı düşünebilirdi Bu yüzden koyun derisini giydim. | Open Subtitles | ناستوسيا كَانتَ تظنُ بأنّه انا عَملتُ ذلك اللباس الجلدِي |
Senin için ne yaptığımı bilmiyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تَعْرفُ ما عَملتُ لَك مؤخراً. |
Ama konuşmayı başlatmak zorundaydım İş yaptığım insanlar bazı şeyleri duymak ister. | Open Subtitles | أنا أصر على الحديث لقد عَملتُ كُلّ يُمْكِنُ أَنْ يَعمَلُ. |
Leland, bu tüm hayatım boyunca yaptığım en önemli şey. | Open Subtitles | ليلند، هذا الأكثر أهميةً الشيء الذي أنا أَبَداً عَملتُ في كامل حياتِي، |
Bunu yapmaya ilk başladığımda, üzerinde çalıştığım her vaka, bana birilerini hatırlatırdı. | Open Subtitles | عندما بَدأتُ بعَمَل هذا أولاً، كُلّ شخص عَملتُ على ذكّرَني شخص ما. |
Buradaki kadın, şu ana kadar birlikte çalıştığım en iyi gazeteci. | Open Subtitles | تلك الإمرأةِ هناك. صحفي التلفزيونِ الأجودِ أنا أَبَداً عَملتُ مَع. |
Klüplerde çalışmıştım, çok kazandırıyor. | Open Subtitles | عَملتُ في النوادي،بتَكْسبُ كثير. |
Atlantic'te bıçak atma gösterisinde onlarla beraber çalışmıştım. | Open Subtitles | عَملتُ مَعهم في المدينةِ الأطلسيةِ عندما كَانَ عِنْدَهُمْ a فعل رَمي سكينِ. |
Bütün yaptıklarımdan sonra bu şekilde teşekkür ediyor. | Open Subtitles | بعد كل عَملتُ لها، وهذا شكراً أُصبحُ. |
En son dip boyası yaptırırken bu testi yapmıştım. | Open Subtitles | أعتقد أنا عَمِلتُ هذا الإختبارِ آخر مَرّة عَملتُ جذورَي. |
Sigorta şirketleri için çok uzun zaman çalışmadım. | Open Subtitles | أنا مَا عَملتُ لشركاتِ التأمين لوقت طويل، |
Ve ben anladım ki... pek bir şey başarmamışım...daha yapılacak çok iş var. | Open Subtitles | وأنا أدركتُ. بأنّني مَا عَملتُ الكثير... هناك ما زالَ هناك الكثير ليَعمَلُ |