Şimdi de onun hamlesini yapmak zorunda olduğun için kızgınsın. | Open Subtitles | و أنت الان غاضب لأنك مضطر لإستخدام حركاته |
Bence bu numarada iş bitirici olmadığın için kızgınsın. | Open Subtitles | أعتقد بأنك غاضب لأنك لست قائداً لعملية الأحتيال هذه |
Gitmemi istemediğin için kızgınsın. | Open Subtitles | أنتِ غاضب لأنك لاتريدني أن أذهب |
Şimdiye gelince harbiden, bana bunu sorduğun için kızgınım. | Open Subtitles | أما الآن , بصدق أنا غاضب لأنك سألتيني هذا السؤال |
Vatanına ihanet ediyormuş gibi davrandığın için kızgınım. | Open Subtitles | أنا غاضب لأنك ترتبكبن خيانة كبيرة. أنا غاضب لأنك تتصرفين كخائنة لوطنك. |
Ezra, onun bilgisayarına da bulaştırdığınız için bayağı sinirli. | Open Subtitles | عزرا غاضب لأنك أرسلت هذا الشيء الى نظامه. |
Ezra, onun bilgisayarına da bulaştırdığınız için bayağı sinirli. | Open Subtitles | عزرا غاضب لأنك أرسلت هذا الشيء الى نظامه. |
Sinirlendin çünkü Lucifer avında ikinci seçimimsin. | Open Subtitles | أنت غاضب لأنك خياري الثاني في مواجهة "لوسيفر". |
Kramer'ların partisinde olmadığın için kızgınsın. Kabul et. | Open Subtitles | أنت غاضب لأنك لست في حفلة آل "كرامر"، اعترف بذلك. |
Lacey'den hoşlandığın için kızgınsın. Hoşlanmamak mümkün değil zaten. | Open Subtitles | (أنت غاضب لأنك مُعجب ب (لايسي و من يلومك؟ |
Ne yapacağını bilmediğin için kızgınsın. | Open Subtitles | انت غاضب لأنك ضللت مسارك فحسب |
Orada olmadığın için kızgınsın. | Open Subtitles | أنت فقط غاضب لأنك لم تكن هناك |
Ben... kızgınım seçimi düzelttiğin, ve beni düzeltmeyi düşündüğün için kızgınım. | Open Subtitles | أنا... غاضب لأنك زورت الانتخابات، لكنني ما يغضبني أكثر |
Sinirlendin çünkü Aaron için endişeleniyorsun, ama aşk acıtır, Marty. | Open Subtitles | أنتَ غاضب لأنك بدأت تحب شخصية "آرون" لكن ... الحب يُـؤلم يا "مارتى" ماذا أقول لك غير هذا ؟ |
Sinirlendin çünkü onun erkek arkadaşısın. | Open Subtitles | انت غاضب لأنك صديقها الحميم. |