O çocuklara kızgınım, onları bulduğumda yardım edemeyeceğim için kızgınım. | Open Subtitles | إنني غاضب بشأن هؤلاء الصبية، إنني غاضب لأنني وقتما سأعثر عليهم، فلن أتمكن من مساعدتهم. |
Korkuyorum. Korktuğum için kızgınım ve şu an düzgün düşünemiyorum çünkü biraz önce olanlar yüzünden çok acı çekiyorum! | Open Subtitles | انا خائف انا غاضب انا غاضب لأنني خائف |
Sarah'nın elinden tutup ona iş verdiğim gidip kendisine başka yerde iş bulmasını söylemediğim için kızgınım. | Open Subtitles | إنني غاضب لأنني كان يجب علي أن أساند (ساره) التي لا تستطيع أن تحصل على عمل لوحدها |
Gittiğim için kızgınsın. | Open Subtitles | عندما يكون احدهم يخفي شيئا انت غاضب لأنني هجرتك |
Bu deli hatunu götürdüğüm için kızgınsın, değil mi? | Open Subtitles | انت فقط غاضب لأنني انكح المؤخرات المجنونة؟ |
Seni işlettiğim için sinirlendin, tamam ama, artık başka konuya geçebiliriz. | Open Subtitles | أنت غاضب لأنني خدعتك، فلنغير الموضوع. |
Seni sildiğim için sinirlendin mi? | Open Subtitles | هل أنت غاضب لأنني مسحت إسمك |
Peki, geldiğim için kızdın. | Open Subtitles | هل أنت غاضب لأنني هنا؟ |
Hayır seni sevdiğim için kızgınım. | Open Subtitles | كلا، أنا غاضب لأنني أحبكِ |
Artık arkadaşım olduğundan emin olmadığım arkadaşımın beni kandırdığı bu şeyde, çocuğumla geçirebileceğim günü geçirdiğim için kızgınım. | Open Subtitles | وأنا غاضب لأنني ضيعت يوماً كان بإمكاني أن أقضيه مع ابنتي كي أقوم بهذا الهراء الوجودي لأن صديقي الذي لا أعلم حتى إن كان صديقي... استدرجني إليه بالحيلة. |
Anladım. Ayrıldığım için kızgınsın. - Hadi! | Open Subtitles | ـ أدرك إنّك غاضب لأنني رحلت ـ هذا شيء غبي حقاً |
Willy Wanker'ı senin asla çıkaramayacağın bir seviyeye çıkardığım için kızgınsın sen. | Open Subtitles | أنت فقط غاضب لأنني أفضل منك على الإطلاق |
Mahkemede seni alt ettiğim için kızgınsın. Hadi. | Open Subtitles | أنت غاضب لأنني غلبتك في المحكمة |
Düştüğüm için kızdın mı? | Open Subtitles | هل أنت غاضب لأنني سقطت؟ |