Bu şekilde farkettik ki vatandaş bilimi gerçekten de çok güçlü, bunun nedeni, vatandaş biliminin uyumlanabilir olması. | TED | وبهذا، أدركنا أن العلم التشاركي في غاية القوة بالفعل، وسبب ذلك، أنّ العلم التشاركي متكيف. |
Sadece tek kolun olsa bile, kılıcına hala sahipsin ve çok güçlü kullanıyorsun | Open Subtitles | مع انك تملكي ذراع واحد سيطرتك على السيف في غاية القوة |
Ziyaretçiler çok güçlü ve istediklerini elde etmek için her şeyi yaparlar. | Open Subtitles | الزائرون في غاية القوة و سيفعلون ما بوسعهم لنيلِ ما يريدونه |
Bunları çok güçlü biri veya bir şey koparmış. | Open Subtitles | شخصاً ما او شيئاً ما في غاية القوة إقتلعها إقتلاعاً |
Evet, sana karşı deliller oldukça güçlü, neden bana hikayeyi senin gözünle anlatmıyorsun? | Open Subtitles | الآن، الأدلة ضدكما في غاية القوة لما لا ترويا لي قصتكما؟ |
Biliyorsunuz ki kıskançlık çok güçlü... | Open Subtitles | أتدري، عامل الغيرة في غاية القوة |
Kalbi bir insana ait ve çok güçlü. | Open Subtitles | القلب بشري ولكنه في غاية .. القوة |
Unuttum ama çok güçlü işte. | Open Subtitles | .لقد نسيت، ولكنّه في غاية القوة |
Bu da Richard'ı çok güçlü kıldı. | Open Subtitles | مما جعل "ريتشارد" فى غاية القوة |
Tamam, onlar... onlar çok güçlü. | Open Subtitles | ... حسناً ، إنهم في غاية في غاية القوة |
- çok güçlü, değil mi? | Open Subtitles | أليس العدو في غاية القوة ؟ |
İçinde çok güçlü bir şey var. | Open Subtitles | "هناك شيء ما"... "في غاية القوة بشأنك"... |
Onu kaçırmaya çalışanlar oldukça güçlü insanlar. | Open Subtitles | الأشخاص الذين حاولها خطفها في غاية القوة |