Ayrıca ancak Clouseau bana 1 400kg'luk jöle yollayacak kadar aptal olabilir. | Open Subtitles | إضافة إلى، فقط كلوزو سيكون غبي بما فيه الكفاية لإرسالي 3,000 باون جيللو. |
Kimsenin burada saklanacak kadar aptal olacağını düşünemez. | Open Subtitles | لن يعتقد أي شخص غبي بما فيه الكفاية للإختفاء هنا |
Kimsenin burada saklanacak kadar, aptal olduğunu düşünemez. | Open Subtitles | لن يعتقد أي شخص غبي بما فيه الكفاية للإختفاء هنا |
- Hayır. - Belkide. Çünkü oralarda kimse bu kadar aptal olamaz. | Open Subtitles | ربما لا احد في ذلك الحي غبي بما فيه الكفاية لمحاولة سرقة هذه السيارة |
Ve sen de yutacak kadar aptalsın! | Open Subtitles | وأنت كُنْتَ غبي بما فيه الكفاية للوقوع اخرسي يا عاهرة |
Bence bana yalan söyleyebilecek kadar aptalsın... | Open Subtitles | أعتقد أنت غبي بما فيه الكفاية لتكَذِب علي |
Ama uygulayacak kadar aptal olduğunu sanmamıştım. | Open Subtitles | فقط لم أكن أعرف أنك غبي بما فيه الكفاية لتطبيق هذا |
O parayı onların arkalarındaki çantalara koyacak kadar aptal olmayacağınızı umuyorum. | Open Subtitles | أتمنّى لأجلكم أنت كنت غبي بما فيه الكفاية لإخفاء ذلك المال فيهم سرج يكيّس. |
-Bunu onarmayı deneyecek kadar aptal mısın? -Onarıyorum. | Open Subtitles | أنت غبي بما فيه الكفاية للإعتِقاد بأنّه بأستطاعتك اصلاح ذلك ؟ |
Yani kim Londra'nın orta yerinde sahte bir altın madeni satacak kadar aptal olabilir ki? | Open Subtitles | أعني . من سيكون غبي بما فيه الكفاية لمحاولة ..بيع منجمذهب مزيّف. |
Hiç kimse o kadar aptal değil, kimse önemsemiyor. Biz önemsiyoruz. | Open Subtitles | لا احد غبي بما فيه الكفاية ليتحدث لا احد يهتم |
İtaat etme virüsünü yükleyecek kadar aptal robotlar varmış. | Open Subtitles | هناك رجل آلي غبي بما فيه الكفاية لكي يحمل فيروس الطاعة |
Böyle bir şey yapacak kadar aptal olduğumu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تظن أنني غبي بما فيه الكفاية لكي أفعل شيئاً مثل هذا ؟ |
Şimdi yemi yiyecek kadar aptal olan kimmiş bakalım? | Open Subtitles | والآن من غبي بما فيه الكفاية ليقع في الفخ ؟ |
Kim onları arayan insanların arasında saklanacak kadar aptal olabilir? | Open Subtitles | من غبي بما فيه الكفاية ليختبئ هنا عند الناس الذين يبحثون عنهم |
Böyle bir şeyi yaratıp da panzehirini yaratmayacak kadar aptal olduğumu düşünmüyorsun değil mi? | Open Subtitles | لا تعتقد بأنّني سأكون غبي بما فيه الكفاية لخلق تلك الفوضى بدون أيضا أن أكون قادر على صنع الترياق أليس كذلك؟ |
Kendini takip ettirecek kadar aptal değildin değil mi? | Open Subtitles | الآن، لن تكون غبي بما فيه الكفاية لان يتبعك أحد , اليس كذلك ؟ |
Basın toplantısına... yakalanacak kadar aptal bir kızı yeterince dinledim bence. | Open Subtitles | اعتقد انني فعلت حول سماع من فتاة غبي بما فيه الكفاية للحصول على صيدها في مؤتمر صحفي. |