"غداءاً" - Traduction Arabe en Turc

• öğle
• Öğlen
• Öğlende
• öğlen yemeği

Bana bir iyilik yapman lazım. Paisano'dan öğle yemeği alman lazım.
أريدكأنتفعلليمعروف, أريدك أن تجلب لي غداءاً من مطعم بايزونو

Başlamak için mobiletime taktığım tır kornasından daha iyi ne olabilirdi? Önce çabucak öğle yemeği yedim.
وأية طريقة أفضل من بوق الدراجة الجديدة الخاصة بي؟ أولاً، تناولت غداءاً سريعاً

Bir sonraki öğle yemeğini yediğinde bunu bir düşün.
تُفكّرُ بشأن ذلك في المرة القادمة تَأْكلُ غداءاً.

Öğlen yemeği yemedik, açlıktan ne dediğimizi bilmiyoruz.
نحن لَمْ نَأخُذْ غداءاً. نحن فقط lightheaded.

Dur sana 30 dakika vereyim de Öğlen yemek alırsın.
سأعطيك 30 دقيقه لتتناول غداءاً جيداً

Öğlen yemeği vereceklerini bilemedim.
لم أعرف إذا ما كانوا سيعطونك غداءاً.

- Öğlende çok yedim.
-لقد تناولت غداءاً دسماً.

Geç saatlere kadar uyku, arkadaşlarınla uzun öğle yemekleri.
تنامين لوقت متأخر, وتأكلين غداءاً طويلاً مع الأصدقاء,

Tatlım, öğle yemeğini fazla kaçırdım. Göğüs ağrısı ondan olmuştur.
حبيبتي, تناولت غداءاً دسماً, وبالكاد يعتبر ألماً صدريّاً

"Neden bana Dylan'ın annesi gibi öğle yemeği hazırlamıyorsun?"
لمَ لا تُعد لنا غداءاً رائعاً كذلك الذي تُعده أمُ ديلان

Ve ayrıca, tuzlu bir öğle yemeği yedim ve bu yüzden şu an vücudum su tutuyor.
و ايضاً تناولت غداءاً مالحاً وأنا ايضاً ... أتعرف ماذا؟

Tenis arkadaşlarımla öğle yemeğine gitmek, ...çocukları okuldan almak, saat 5'de bir bardak şarap içmek.
ذاهبه إلى غداءاً مَع أصدقائي في لعبة "التنس" وآخذ طفليّ من المدرسة وشاربة كأساً من النبيذ في الخامسة

Böylece Öğlen yemeğine gittik -- Ve söylemeliyim ki bu çok ciddi bir öğle yemeği oldu.
إذاً ذهبنا للغداء -- (ضحك) و علي أخباركم, لقد كان هذا غداءاً صامتاً للغاية.

Fairview'un kaymak tabakası, yarı resmi Öğlen yemekleri için ayda bir kez Maxine Bennett'in evinde bir araya gelirdi.
(مرة كل شهر ،نخبة مجتمع (فيرفيو يحضرن غداءاً نصف رسمي في منزل (ماكسين بونيت)

Öğlen çok yedim.
لقد تناولت غداءاً كبيراً

Öğlen yemek yiyemeyeceksin.
لن يكون لديكَ غداءاً لتأكله

Öğlende çok mu yedin?
غداءاً دسماً؟