Gül fidanlarını sen diktin, canım. | Open Subtitles | أنت قد غرست شجيرات الورود |
Bayrak diktin. | Open Subtitles | غرست العلم |
Büyükannemiz ikimize de yurttaşlık vazifesi aşıladı. | Open Subtitles | جدتنا غرست في كلينا حساً من الواجب المدني |
Evet bir de, Leydi Catherine gecikmeleri hiç sevmez bana gerçek bir disiplin ruhu aşıladı. | Open Subtitles | أجل، والسيدة (كاثرين) بنفسها ... تمقت التأخّر وفي الواقع فهي غرست في حاسّة الشعور بالإلتزام بالفعل |
O yüzden kılıcı o iğrenç kocakarı'nın göğsüne tekrar sapladım ve orada bıraktım. | Open Subtitles | لذلك غرست السيف مرة أخرى في نحرها وبقى كذلك |
Bir saç maşasını kafasına sapladım. | Open Subtitles | غرست حديده معرجه في رأسها |
Dün Karanlık Boyutta ona bir iğne sapladım. | Open Subtitles | أمس، في الغسق، غرست إبرة بها |