"غرفة الانتظار" - Traduction Arabe en Turc

    • bekleme odasında
        
    • bekleme odasındaki
        
    • bekleme odasını
        
    • bekleme odası
        
    • bekleme salonunda
        
    • Bekleme odasına
        
    • Bekleme odasından
        
    • bekleme salonuna
        
    Şurada biraz bekle, yoksa bekleme odasında büyük bir kalabalık olacak. Open Subtitles ، انتظري هنا لحظة وإلا ستكون هناك زحمة في غرفة الانتظار
    bekleme odasında hep Chopin çalardı. Open Subtitles لقد كان يشغل موسيقاه في غرفة الانتظار طوال الوقت
    Gerçi bekleme odasındaki yemek durumu, yani yetersizliği beni endişelendiriyor. Open Subtitles ولكنني قلق بشأن وضع طعام غرفة الانتظار أو عدم وجودها
    bekleme odasını çekebilirsin. En iyisi bu. Open Subtitles لا ' يمكنك تصوير غرفة الانتظار ذلك سيكون عظيما ً
    Çoğu günler, sınıf adeta bir bekleme odası gibi hissettirir. TED في معظم الأيام تبدو الفصول الدراسية مثل غرفة الانتظار.
    Ameliyatı bitirdikten sonra bekleme salonunda buluşuruz. Open Subtitles سأجدكِ فى غرفة الانتظار عندما نخرج من الجراحة
    bekleme odasında otururken, o, iş için başvuranları içeri alıyordu. Open Subtitles انها تجلس وحيدة فى مكتبها, والسيدات الباحثات عن الوظائف ينتظرن فى غرفة الانتظار
    İzin verirseniz, siz babamı muayene ederken bekleme odasında kalmak istiyorum. Open Subtitles بعد اذنك ,سوف انتظر فى غرفة الانتظار بينما تفحص والدى.
    Manyak herif bekleme odasında tek atmış. Open Subtitles فمارس الشذوذ الجنسي حتى و هو في غرفة الانتظار
    Ah, o bekleme odasında çıldırıyordum. Annemi kontrol etmek için geri geldim. Open Subtitles كنت ساجن وانا فى غرفة الانتظار لقد عدت لاطمئن على امى
    Diğerleri gibi bekleme odasında otursun. Open Subtitles يستطيع أن يجلس في غرفة الانتظار كالآخرين
    Şu an bekleme odasında iki tane var. Open Subtitles لديّ اثنان في غرفة الانتظار في هذه اللحظة
    Hem çalışanlardan hem de bekleme odasındaki insanlardan aldığım bilgi. TED التعليم من قبل الأشخاص خلف شباك الاستقبال والتعليم من قبل الأشخاص في غرفة الانتظار أيضًا
    Hala kararsızdım ve bekleme odasındaki bütün New Yorker dergilerini okumuştum. Open Subtitles كنت ما زلت المشككين وأود أن قرأت بالفعل كل نيويوركر في غرفة الانتظار.
    bekleme odasındaki 16 hasta da rahat değil. Open Subtitles هناك 16 مريضاً في غرفة الانتظار ليسوا مرتاحين ايضاً
    Beni sabaha aldıracağını bilsem, bekleme odasını önceden dağıtırdım. Open Subtitles لو كنت اعرف هذا الطريق المختصر للحصول على دوام صباحي لكنت حطمت غرفة الانتظار منذ وقت طويل
    Ama bekleme odasını görmeliydiniz. Open Subtitles كان حرياً بك أن ترى غرفة الانتظار ! السيدة "لويستوفت" كانت هناك
    bekleme odasını paylaşıyoruz. Open Subtitles سنتقاسم غرفة الانتظار.
    Erken olduğunu biliyorum ama bekleme odası soğuk. Open Subtitles أعلم أنّي مبكّرة لكنّ غرفة الانتظار باردة
    Önümüzdeki birkaç dakika için bu çekirdek aile dışındakilerin bekleme salonunda olması daha iyi olur. Open Subtitles للفترة القادمة , أظن على باقي أفراد تلك العائلة الكبيرة أن تنتظر بالخارج في غرفة الانتظار
    Ona yeşil etiket, Bekleme odasına. Open Subtitles علميه بالكرت الأخضر، وضعيه في غرفة الانتظار.
    Bekleme odasından başka hiçbir yere gidemezsiniz. Open Subtitles أنتما الاثنان لن تذهبا لأي مكان سوا غرفة الانتظار.
    Hastalar kliniğin bekleme salonuna doluşuyorlar. TED المرضى متراكمون في غرفة الانتظار في العيادة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus