Svetlana çamaşırhanede bulduğunu söylüyor ama bence bu tahrikçi postacıdan bir hediye. | Open Subtitles | قالت سفيتلانا أنها وجدته في غرفة الغسيل ولكن أعتقد أنه هدية من عامل البريد المشاغب. |
Size daha komik bir şey söyleyeyim mi? çamaşırhanede kanlar içinde yüzen ölü insanlar bulduk. | Open Subtitles | ليس هناك شيء للمرح لقد وجدنا أموات في غرفة الغسيل |
- O halde çamaşır odasına ki bundan sonra oraya "zindan" diyeceğiz. | Open Subtitles | -إذاً ارموها في غرفة الغسيل والتي سنطلق عليها من اليوم, المؤسسة العقابية |
Katlanmış havlu ile temiz havlu arasındaki fark Çamaşırhaneye bir yolculuktur. | Open Subtitles | الفرق بين مناشفك المطوية ومناشف التنظيف في غرفة الغسيل |
Yanlış koridora gelmişsiniz. Çamaşır odası öteki tarafta. | Open Subtitles | إنه الرواق الخاطئ غرفة الغسيل من هناك |
Aynı binada yaşıyoruz, yani onu çamaşır odasında görüyordum. | Open Subtitles | نحن نسكن معاً في نفس البناء لذا أنا أراها في غرفة الغسيل و |
Çamaşırhane yanlış. 3,96 metre genişliğinde olmalı. 2.6 değil. | Open Subtitles | غرفة الغسيل أضيق من المفترض أن يكون عرضها ْ3.962 و ليس 26 |
Çamaşır odasının yurtlara yakın olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | كنتى ستعتقدين ان غرفة الغسيل ستكون اقرب للمسكن |
Büyük, gösteri öncesinde enerji toplamak için çamaşırhanede.. ...biraz kestiriyordum. | Open Subtitles | لقد أخذت غفوة في غرفة الغسيل كي أكون منتعشة للعرض الكبير |
Hayır, çamaşırhanede zaman zaman konuştuğun bir kız. | Open Subtitles | لا ، إنها فتاة تحدثت الىها في غرفة الغسيل من وقت لآخر |
Sürekli gidip bu süper kahraman tişörtlerinden alıyorsun ama öne çıkıp doğru şeyi yapma vakti geldiği zaman ise gelip çamaşırhanede saklanıyorsun. | Open Subtitles | تشتري كل قمصان الخارقون تلك لكن عندما يتطلب الأمر أن تتقدم وتعمل الصواب تختفي في غرفة الغسيل |
Fakat hikayeyi okumayı bitirdiğinde, çamaşır odasına gitti." | Open Subtitles | و عندما ينتهي من قراءة هذه القصة يذهب إلى غرفة الغسيل |
Eşyalarını çamaşır odasına koy, mutfağı temiz tut ve şarkı söyleme. | Open Subtitles | ضعي اشياءك في غرفة الغسيل والمطبخ ورجاءاً توقفي عن الغناء |
Neden çamaşır odasına benimle gelmiyorsun,lekeyi çıkarmana yardım edeyim. | Open Subtitles | لِم لا تأتي معي الى غرفة الغسيل وسأساعدك على تنظيفها |
Sadece bozuk para alıyorlar ama, Çamaşırhaneye uğramamız gerekecek. | Open Subtitles | فقط تأخذ النقود المعدنيه رغم ذلك لذلك يجب ان نتوقف عند غرفة الغسيل |
Lanet olsun bu saçma! Bak, yanlışlıkla Çamaşırhaneye git. | Open Subtitles | هذا لايصدق اسمع ، اذهب الى غرفة الغسيل عن طريق الخطأ |
İki tane üniforma çalmak için Çamaşırhaneye gidiyorsun. | Open Subtitles | اذهب الى غرفة الغسيل واسرق لنا إثنتين من ملابس الحراس |
Hizmetli odası, geniş bir mutfak. Çamaşır odası... | Open Subtitles | حصلت على غرفة للخادمة، وغرفة الطعام في المطبخ ، غرفة الغسيل... |
Evet, eminim Çamaşır odası beş kat aşağıda değildir. | Open Subtitles | أجل ... أراهن أن غرفة الغسيل لديها لم تكن أسفل شقتها بخمس طوابق |
Şu an çamaşır odasında bulunma sebebimi bildiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنك تعرفين لم أنا هنا في غرفة الغسيل |
Çamaşırhane bu tarafta, orada bulabileceğimize eminim. | Open Subtitles | غرفة الغسيل بهذا الإتجاه، أراهن أننا يمكن أن نشغله من هناك |
! Çamaşır odasının penceresi açıktı. | Open Subtitles | شباك غرفة الغسيل كان مفتوحا |
Boğazımı temizleyip çamaşır odasını gösteren bendim. | Open Subtitles | أنا من قام بالفصح عن ذلك وأشار إلى غرفة الغسيل |
çamaşır odasında içinde yıpranmış banyo paspası olan hasır sepetin var. | Open Subtitles | نعم، تملك. تلك السلة من الخيزران في غرفة الغسيل |
Kız çamaşırhaneden üniforma çalmış. | Open Subtitles | أظن أنها سرقت الزي من غرفة الغسيل |
Çamaşırlık ne tarafta? | Open Subtitles | أينَ هي غرفة الغسيل ؟ |
Çamaşırhanedeki camdan girdiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك ذخلت عبر غرفة الغسيل |
Tamam, çamaşır odasındayım. | Open Subtitles | حسنا انا في غرفة الغسيل |