"غرفة الفندق" - Traduction Arabe en Turc

    • otel odasında
        
    • otel odasına
        
    • otel odası
        
    • otel odasından
        
    • otel odasını
        
    • otel odasının
        
    • otelde
        
    • otel odasındaki
        
    • otelden
        
    • Otel odamın
        
    • otel odamda
        
    • motel odasında
        
    • Otel odalarında
        
    • otel odana
        
    Güvenlik yetkisine sahip olan bir kişi otel odasında bir şey bırakmaz. Open Subtitles أي أحد مصرّحا أمنيا سيعرف بألا يترك أيّ شيء في غرفة الفندق
    Tabii, o adam da bir otel odasına 300 dolar ödüyor mudur acaba. Open Subtitles نعم انني اتسأل اذا كان يدفع 300 دولار من أجل غرفة الفندق ايضاً
    Bilirsin, manzaralı, güzel bir otel odası, belki bir havuz. Open Subtitles ، بعض غرفة الفندق اللطيفة ومنظر جميل، لربّما حمام سباحة.
    8. caddedeki otel odasından sonra çok yol kat ettik. Open Subtitles قطعنا شوطاً طويلاً منذ غرفة الفندق تلك على الشارع الثامن
    İki kişinin aynı otel odasını paylaşması kaçınılmaz olarak bir tür, nasıl söyleyeyim, bir tür... Open Subtitles شخصيان يشتركان فى نفس غرفة الفندق فأنهما يشتركان فى رابطة واحدة .. ويدخلان فى
    Bir dakikalığına,özel ışıkları kullanarak... bu otel odasının göründüğünden ne kadar pis olduğunu ortaya çıkaracağız. Open Subtitles في لحظة .. سوف نستخدم الأضواء الخاصة لرؤية مدى قذارة غرفة الفندق هذه التي تبدو نظيفة
    Bu geri zekalı Bayaz saraydaki telefon numarasını otelde bırakmış. Open Subtitles الوغد الأحمق نسي رقم هاتفه المخصص له في البيت الأبيض في غرفة الفندق
    Hatta otel odasındaki ilk gecemizde az kalsın yapıyordum. Open Subtitles في الحقيقة كدت أفعلها في الليلة الأولى في غرفة الفندق
    - Kızı ta Alpler'e kadar götürmüş sonra da gondolda tanıştığı Fransız bir kız için onu otel odasında yapayalnız bırakmıştı. Open Subtitles لقد أخذها معه طوال الرحله الى جبال ألالب ثم تركها في غرفة الفندق جالسة من أجل فتاة فرنسية قابلها في جندول
    - Kızı ta Alpler'e kadar götürmüş sonra da gondolda tanıştığı Fransız bir kız için onu otel odasında yapayalnız bırakmıştı. Open Subtitles لقد أخذها معه طوال الرحله الى جبال ألالب ثم تركها في غرفة الفندق جالسة من أجل فتاة فرنسية قابلها في جندول
    otel odasında bu silahla eşleşen bir şey bulduk mu? Open Subtitles إذاً هل طابق أيّ شيء وجدناه في غرفة الفندق السلاح؟
    Kızım o otel odasına girdi ve bir daha dışarı çıkmadı. Open Subtitles إبنتى ذهبت لداخل غرفة الفندق ولم تعد ثانية
    Kızım o otel odasına girdi ve bir daha dışarı çıkmadı. Open Subtitles إبنتى ذهبت لداخل غرفة الفندق ولم تعد ثانية
    Bir de Viagra içirip, onu bir otel odasına atmış. Open Subtitles من الكوكتيل ووضعت الفياجرا وأخذته إلى غرفة الفندق
    Bilirsin, manzaralı, güzel bir otel odası, belki bir havuz. Open Subtitles ، بعض غرفة الفندق اللطيفة ومنظر جميل، لربّما حمام سباحة.
    Evet, otel odası da küçüktü ama oldukça mutlu görünüyordunuz. Open Subtitles حسناً ، كانت غرفة الفندق صغيره وكنتَ تبدو سعيداً هناك
    Maktul öldürülmeden önce otel odasından bir telefon görüşmesi yapmış. Open Subtitles قبل الجريمة، ضحيتنا قام بإجراء مكالمة خارجية من غرفة الفندق.
    Bu sabah otel odasından ayrıldığını duymadım. Open Subtitles لم أسمعك و أنت تخرج من غرفة الفندق هذا الصباح ، إفتقدتك عند الفطور
    Arabam yok, otel odasını da ödeyemem. Open Subtitles لا أملك سيارة , وأنا لا أستطيع تحمل غرفة الفندق.
    Buz Kamyonlu Katil'in otel odasını kanla doldurduğu olay mahalli vardı ya hani? Open Subtitles هل تتذكرين مسرح جريمة قاتل شاحنة الثلج ؟ عندما قام بملئ غرفة الفندق بالدم ؟
    otel odasının altını üstüne getirmiş olmalı. Parmak izleri mermi kovanlarının her yerindeydi. Open Subtitles لا بد أنه حطم غرفة الفندق ولابد أن بصماته علي كل الأشياء
    New York'umu tanıyorum. - 12'de otelde olacağız. Open Subtitles سنعود إلى غرفة الفندق في الساعة الثانية عشرة
    Bir otel odasındaki modellerden daha sıkıcı bir şey var mıdır? Open Subtitles هناك شيء أقبح من الطباعة في غرفة الفندق.
    Yanımızda, kamera ve teçhizatlarla, siyaha bürünmüş bir hâlde, 4-5 kişi, gece otelden gizlice yola koyulduk. Open Subtitles عندما غادرنا غرفة الفندق بتحفّظ شديد أربعة أو خمسة أشخاص يرتدون السواد برفقة معدات التصوير
    Otel odamın manzarasını görsen inanamazsın. Open Subtitles حسنا، ما رأيته منها، وهي غرفة الفندق.
    Dinle, bugün beni otel odamda sorgulayan biri vardı. Kimdi o? Open Subtitles اسمع استجوبني أحدهم في غرفة الفندق اليوم
    Ağrı kesici ve uyku haplarının yanında motel odasında nortriptyline bulduk. Open Subtitles بالإضافة الى المسكنات والحبوب المنومة فقد وجدنا "النورتريبتيلين" في غرفة الفندق
    Otel odalarında bu şeyler hep komik oluyor, değil mi? Open Subtitles دائما ما تكون هذه مضحكة في غرفة الفندق, أليس كذلك؟
    İşte bu yüzden, gidip senin otel odana saklanabiliriz mesela. Open Subtitles سمعت أننا لا ينبغي أن تحدث. هذا هو على الارجح السبب في أننا يجب أن تذهب الاختباء في غرفة الفندق.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus